Maden Mermer Rehberi
Blogumda madenler ile ilgili bilgiler vermeye çalışacağım..
31 Temmuz 2010 Cumartesi
ASBEST
Asbest minerali, lifsi yapısından dolayı çimento ürünlerine katıldığında beton içindeki çelik kafese benzer şekilde özel bağlayıcılık niteliğine sahiptir ve bu nedenle betonun mukavemetini artırmaktadır. Elektriğe ve ısıya karşı yalıtkanlığı, diğer yandan ateşe dayanıklılığı asbestin tüketim alanlarını belirleyen başlıca teknolojik özellikleridir. Bütün bu özelliklerinden dolayı asbest, 3000 den fazla endüstriyel ürünün yapımında kullanılmaktadır.
30 Temmuz 2010 Cuma
ANDALUZİT
Kimyasal Bileşimi, Al2SiO5
Kristal Sistemi, Ortorombik
Kristal Biçimi, Kristalleri prizmatik, kesitlerinde kare şekilli; masif, kompakt; sütunsal agregatlar halinde
İkizlenme, {110} yüzeyinde, nadir
Sertlik, 6.5 - 7.5
Özgül Ağırlık, 3.13 - 3.16
Dilinim, {100} belirgin
Renk ve Şeffaflık, Pembe, kırmızımsı kahverengi, gül kırmızısı, grimsi, yeşilimsi, mor, sarımsı; karbonat inklüzyonları içeren andaluzitlerin kesitlerinde koyu renkli çapraz bir figür gözlenir (Kiyastolit); Şeffaf - opağa yakın
Çizgi Rengi, Renksiz
Parlaklık, Camsı - yarıcamsı
Sillimanit, andaluzit ve disten susuz aluminyum silikat polimorflarını içerirler ve genel olarak sillimanit grubu mineralleri olarak bilinirler. Bu mineraller, yüksek sıcaklıkta oluşan yüksek refrakter performanslı mullit fazlarını oluşturdukları için çoğunlukla refrakter endüstrisinde tüketilirler. Bu faz yüksek sıcaklık dayanımı ile kimyasal ve fiziksel aşınma direnci gösterir. Bu özellikler yüksek sıcaklık ve kimyasal aşınma direnci refrakter sanayiinde istenen özelliklerdir. Refrakter tuğla, monolitik uygulamaları, çelik ve cam endüstrisinde uygulamaları yaygındır. Çimento fırınlarında, demir çelik fırınlarında, petrokimya endüstrisinde ve seramik endüstrisinde kullanımı genişlemektedir
Kristal Sistemi, Ortorombik
Kristal Biçimi, Kristalleri prizmatik, kesitlerinde kare şekilli; masif, kompakt; sütunsal agregatlar halinde
İkizlenme, {110} yüzeyinde, nadir
Sertlik, 6.5 - 7.5
Özgül Ağırlık, 3.13 - 3.16
Dilinim, {100} belirgin
Renk ve Şeffaflık, Pembe, kırmızımsı kahverengi, gül kırmızısı, grimsi, yeşilimsi, mor, sarımsı; karbonat inklüzyonları içeren andaluzitlerin kesitlerinde koyu renkli çapraz bir figür gözlenir (Kiyastolit); Şeffaf - opağa yakın
Çizgi Rengi, Renksiz
Parlaklık, Camsı - yarıcamsı
Sillimanit, andaluzit ve disten susuz aluminyum silikat polimorflarını içerirler ve genel olarak sillimanit grubu mineralleri olarak bilinirler. Bu mineraller, yüksek sıcaklıkta oluşan yüksek refrakter performanslı mullit fazlarını oluşturdukları için çoğunlukla refrakter endüstrisinde tüketilirler. Bu faz yüksek sıcaklık dayanımı ile kimyasal ve fiziksel aşınma direnci gösterir. Bu özellikler yüksek sıcaklık ve kimyasal aşınma direnci refrakter sanayiinde istenen özelliklerdir. Refrakter tuğla, monolitik uygulamaları, çelik ve cam endüstrisinde uygulamaları yaygındır. Çimento fırınlarında, demir çelik fırınlarında, petrokimya endüstrisinde ve seramik endüstrisinde kullanımı genişlemektedir
29 Temmuz 2010 Perşembe
ALUNİT
Kuvars içeriğinden dolayı antik çağlarda değirmen taşı olarak kullanılan alunit cevherleri, 13. yüzyılda ilk kez Izmir-Foça’da şap üretimi için kullanılmıştır. Günümüzde ise, Al-sülfat (Al2(SO4)3) şapa tercih edilmektedir. Diğer taraftan alunit cevheri, değerli bir potasyum gübresi (K2SO4) kaynağı olarak kullanılmaktadır. Ayrıca amonyum sülfat veya fosfatla karışık gübre üretiminde kullanılmaktadır. Alunit ve aluminyum sülfatın kullanım alanları şunlardır :
- Gübre sanayii,
- Aluminyum üretimi,
- Çimento sanayii,
- Eczacılık ve tıp,
- Deri sanayii,
- Tekstil sanayii,
- Kağıt sanayii,
- Koku ve renk giderici olarak,
- Suların arıtılmasında,
- Alçı katkı maddesi olarak,
- Şeker sanayiinde,
- Yangın söndürücülerde katkı maddesi olarak,
- Boya, lak ve vernik imalatında.
- Gübre sanayii,
- Aluminyum üretimi,
- Çimento sanayii,
- Eczacılık ve tıp,
- Deri sanayii,
- Tekstil sanayii,
- Kağıt sanayii,
- Koku ve renk giderici olarak,
- Suların arıtılmasında,
- Alçı katkı maddesi olarak,
- Şeker sanayiinde,
- Yangın söndürücülerde katkı maddesi olarak,
- Boya, lak ve vernik imalatında.
28 Temmuz 2010 Çarşamba
Uranyum
Uranyum
Sembol: U
Atom Numarası: 92
Atomik Yığın: 238.0289 amu
Erime Noktası: 1132.0 °C (1405.15 °K, 2069.6 °F)
Kaynama Noktası: 3818.0 °C (4091.15 °K, 6904.4 °F)
Proton ve Elektron Sayısı: 92
Nötron Sayısı: 146
Sınıfı: Aktinitler (Yeryüzünde nadir bulunuyor.)
Kristal Yapısı: Orthorhombic
Yoğunluk: 18.95 g/cm3
Bulunuş Tarihi: 1789
Buluşu Yapan: Martin Klaproth
Peşblend ile çalışmakta olan Alman kimyacısı Martin Klaproth 1789’da, bilinmeyen bir elementin varlığını fark etti. 1841 yılında da Fransız kimyacısı E.M. Peligot, bu yeni elementi ayırt ederek daha önce ileri sürülmüş varsayımı doğruladı. Bir metal olan bu yeni elemente Uranüs gezegeninden esinlenerek uranyum (U) adı verildi. 1872’de Mendeleyev, uranyumun doğal elementlerin en ağırı olduğunu önce varsaydı, daha sonra da kanıtladı. Birkaç yıl sonra, Fransız fizikçisi A.H. Becquerel, uranyumun radyoaktif bir madde olduğunu buldu ve böylece, kendiliğinden oluşan nükleer dönüşümle ilgili sistematik çalışmaların temelini atmış oldu. Bir bakıma, simyacıların düşleri gerçekleşmişti: Bir element, başka bir elemente dönüştürülebilecekti. Alman fizikçisi O Hahn ve F. Strassmann’ın 1939’da uranyumun bölünebilme özelliğini bulmalarından sonra, bu metal, sanayi açısından önem kazandı.
M.S. 79 yıllarında bilinen ve uranyum oksit kapsamı %1’ den çok olan sarı cam, İtalya’da Napoli yakınlarında bulunmuştur. O halde uranyumun yüzyıllarca kullanıldığı, ama aynı süre boyunca özelliklerinin bir giz olarak kaldığı söylenebilir. Daha yakın dönemlerde, uranyum filizleri saat ve aygıt göstergelerinin boyanmasında kullanılan bir radyum kaynağı yerine geçiyordu. Günümüzde ise uranyum, dünya ticaretinde ve siyasetinde son derece önemlidir. Atom bombasını (anında fizyononun bir örneği) ve nükleer reaktörleri (denetimli fizyon) olanaklı kılmıştır. Nükleer reaktörler, ucuz elektrik gücünü gerçekleştirmenin yanısıra, maddenin kökenini incelemekte güçlü bir araştırma gereci oluşturmuştur.
Atom reaktörlerinden bir yandan çok sayıda nötron üretilirken, benzer biçimde, çok büyük bir enerji de açığa çıkar. Hem atom bombası, hem de nükleer reaktörler, uranyum-233 ve uranyum-235’-238’in plütonyum izotoplarından çıkan enerjiyi kullanır. Bu çekirdeklerden birine bir nötron çarparsa, çekirdek daha hafif iki çekirdeğe bölünür, aynı anda da, iki yada üç başka nötron ile büyük miktarda enerjiyi açığa çıkarır.
Her elementin sol alt yanındaki sayı atom sayısıdır. Bunun üstündeki sayı ise atom ağırlığıdır. E, serbest bırakılan enerjidir; buradaki E, 200 Mev (milyon elektrik volt) düzeyindedir.
Bu tepkimede oluşan çekirdekler her zaman aynı olmadıkları gibi, üretilen nötronlar yada serbest bırakılan enerji de değişmez değildir. Serbest bırakılan enerjinin büyüklüğü, tepkinlerin kütle toplamının, bölünme ürünlerininkinden daha büyük olmasından ileri gelir. Kütleler arasındaki farklılık, Einstein’ın tanımladığı bağıntılara göre, enerjiye dönüştürülmüştür.
Bölünme tepkimelerinde, her çekirdek 2,5 kadar nötron üretir; bunlar sırasıyla, başka çekirdeklere benzer tepkimeler oluştururlar. Sonuç, kütlenin tümünü birkaç saniye içinde bölünme ürünlerine dönüştüğü zincirleme bir tepkimedir. Bu olay doğada oluşmaz; çünkü uranyum-235 (bölünebilir uranyum), doğal uranyum filizinin yalnızca %0,71’ini oluşturur. Küçük oranlarda, arı uranyum-235 söz konusu olduğunda, serbest kalmış nötronlar, daha çok bozunmaya yol açabilecek olanları sayıcı geçerler. Bununla birlikte, maddenin ağırlığı kritik bir kütleye ulaşınca, nötronların çekirdeklere karşı ilgisi kararsızlaşır. Her çekirdeğin iki nötronu serbest bırakabileceğini varsayarak, bunların her biri, iki çekirdekle daha iyi çarpışabilir. Birkaç saniye içinde oluşan bu işlem, tüm kütle bir atom patlaması yaratana kadar fizyonu geometrik biçimde sürdürür. Bu atom bombasının temelidir. Her biri kritik kütleden daha az miktarda olan fizyona uğrayabilecek iki madde, nötron bir siperle birbirinden ayrı tutulur. Bu iki nicelik bir araya getirildiği zaman, kritik kütle aşılır ve yukarıda anlatılan nükleer tepkime oluşur.
Bir atom patlaması, denetimsiz bir tepkime olarak tanımlanır. Nükleer reaktörlerde nötronların sayısına karşı fizyona uğrayabilir madde, denetim altında tutulur. Nükleer reaktörün <>ını kapsayan kalbi, uranyum çubuklarından oluşur. Uranyum ya elementsel halde yada oksidinin bir alaşımı halindedir. Yüksek ısılara dayanıklılık gerektiğinden, çubukların mekanik özelliklerini arttırmak için alaşımlar kullanılır. Her durumda, nükleer yakıt, nötronların hızını azaltan bir aracı ile (grafit, ağır su, berilyum oksit yada silisyum karbür gibi) sarılır. Uranyum-235, <> nötronlarla daha kolay fizyona uğrayabilir. Uranyum-238 ise, plütonyuma dönüştürüldükten sonra, yalnızca yüksek enerji nötronlarıyla bölünür.
Nötronları denetim altında tutmak ve patlamalarını önlemek için, kadmiyum türünden, nötronları soğuran bir madde, reaktördeki fizyon maddesinin içine karıştırılır. Nötron kaynağının etkisi altında bırakılan <> maddenin oranına göre, tepkime isteğe bağlı olarak hızlandırılabilir yada yavaşlatılabilir. Reaktörün çevresindeki alanı zararlı ışınımdan korumak için, reaktör kurşun, beton, grafit yada başka maddelerden yapılmış kalın zırhla çevrilir. Herhangi bir korunması olmayan bir yüksek enerji reaktöründe çalışan görevliler, ışımadan korunmak için en az 8 km uzakta durmalıdırlar.
REZERV KATEGORİLERİ
<80$/KgU 80-130$/KgU
ÜLKELER GÖRÜNÜR MUHTEMEL GÖRÜNÜR MUHTEMEL
A.B.D 102.000 0 254.000 0
ALMANYA 600 1.600 4.000 5.700
ARJANTİN 8 .740 540 4.000 1.950
AVUSTRALYA 469.000 264.000 60.000 126.000
AVUSTURYA 0 700 0 1.000
BELÇİKA 0 0 0 0
BREZİLYA 162.000 94.000 0 0
CEZAYİR 26.000 0 0 0
DANİMARKA 8.000 0 8.000 16.000
ENDONEZYA 4.320 0 0 0
FİNLANDİYA 0 0 1.500 0
FRANSA 23.800 4.200 15.700 3.900
GABON 11.000 1.300 4.650 8.300
GÜN. AF.CUM. 247.600 51.800 96.800 30.800
HİNDİSTAN ? ? 66.150 ?
İNGİLTERE 0 0 0 0
İSPANYA 17.850 0 21.150 9.000
İSVEÇ 2.000 1.000 2.000 5.300
İTALYA 4.800 0 0 1.300
JAPONYA 0 0 6.600 0
KANADA 146.000 149.000 68.000 80.000
KORE 0 0 11.800 3.000
MACARİSTAN 1. 620 9.100 1.500 9.150
MEKSİKA 0 0 1.700 700
NAMİBYA 84.750 30.000 16.000 23.000
NİJER 166.070 295.770 6.650 10.000
PERU 1.790 1.720 0 140
PORTEKİZ 7.300 1.450 1.400 0
SOMALİ 0 0 6.600 3.400
TÜRKİYE 0 0 9.129 0
YUNANİSTAN 300 6.000 0 0
ZAİRE 1.800 1.700 0 0
ZİMBABWE 1.800 0 0 0
TOPLAM 1.499.140 913.880 617.329 338.640
TABLO-1: 1991 Yılı İtibariyle, Dünya Uranyum Rezervleri (Ton U))
Türkiye'nin uranyum rezervi :
Türkiye'de Karadeniz tabanındaki genç çökellerde 3-6 ppm, Van gölü tabanında 0.1-0.5 ppm konsantrasyonlarında uranyum bulgulanmıştır. Fosfat kayalarında da bir miktar uranyum bulunmakta olup, Mazıdağ yataklarında uranyum konsantrasyonu 50-60 ppm arasındadır. Ayrıca, değişik kömür yataklarından (Elbistan, Beypazarı, Orhaneli, Çan) alınan kömür örneklerinin küllerinde 100 ppm, Şırnak asfaltitlerinde ise 200 ppm uranyum birikimleri saptanmıştır.
Türkiye'nin bilinen yatakları ile ekonomik uranyum üretimi günümüz teknolojisinde söz konusu değildir. Dünya Enerji Konseyi tarafından hazırlatılan "Survey of Energy Resources 1998" raporunda belirtildiğine göre, bugün maliyeti 80 ABD $/kg'ın altındaki yatakların işletilmesine karşın, Türkiye'deki rezervden yapılacak üretim maliyeti için 80-130 ABD/$/kg değeri verilmektedir. 1979 yılında 120 ABD $/kg olan U3O8 fiyatının daha sonraki yıllarda 40 ABD $/kg düzeylerine kadar düşmesi, dünyanın çeşitli ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de uranyum aramalarını durdurmuştur. Geleceğin vazgeçilmez ve önemli enerji kaynağı olması nedeni ile çok büyük harcamalara girişmeksizin uranyum aramalarının sistemli biçimde sürdürülmesinde yarar görülmektedir.
Bugüne kadar bulunan rezervlerin, Türkiye'nin gerçek uranyum rezervini yansıtmadığı görüşü egemendir. Özellikle Güney Marmara ve Doğu Karadeniz bölgelerinde yapılacak yeni aramalarla uranyum yatakları bulunması olasılığı vardır. Bir uranyum yatağının aranmasından üretimine kadar yaklaşık 10 yıl geçmektedir. Türkiye'de ilk nükleer santral ihale aşamasında olmakla birlikte, 2010 yılından sonra nükleer santrallerin payı artacağından ayrıntılı aramalara yeniden ve bir an önce başlanılmasında yarar vardır.
Türkiye'de aramalar sonucunda 9.129 Ton uranyum bulunmuştur. Bulunan uranyum yataklarının tenör ve rezervleri aşağıda verilmiştir.
* Köprübaşı: %0,4-0,05 U3O8 ortalama tenörlü, 1.351 Tonu Kasar tipi, 1.201 Tonu Taşharman tipi, 300 Tonu Ecinlitaş tipi olmak üzere toplam 2.852 Ton görünür rezervi vardır. Cevher, Neojen yaşlı sedimanlar içindedir.
* Fakılı: %0,05 U3O8 ortalama tenörlü, 490 Ton görünür rezervi vardır. Cevher, Neojen yaşlı sedimanlardadır.
*Küçükçavdar: %0,04 U3O8 ortalama tenörlü, 208 Ton görünür rezervi vardır. Cevher, Neojen yaşlı sedimanlardadır.
* Sorgun: %0,1 U3O8 ortalama tenörlü, 3.850 Ton görünür rezervi vardır. Cevher, Eosen yaşlı sedimanlardadır.
* Demirtepe: %0,08 U3O8 ortalama tenörlü, 1.729 Ton görünür rezervi vardır. Cevher, Paleozoyik yaşlı şistlerdeki fay zonlarındadır.
Yukarıda adı geçen sahaların;
- Ortalama tenör ve rezervleri, aranıp bulundukları yıllarda dünyaca kabul edilen ekonomik sınırlarda olmasına rağmen, bugün için bu sınırların (min.2000 ppm) oldukça altında kalmaları,
- Rezervlerin oldukça küçük miktarlarda olması nedeniyle, gerekli olan küçük kapasiteli tesislerin ekonomik olarak çalıştırılmasının güçlüğü,
- Dünya uranyum fiyatlarının, özellikle son yıllardaki düşüklüğü ve bu düşüşün devam etmesi (17-20$/Kg U), gibi nedenlerle ekonomik olarak değerlendirilmelerinin mümkün olmadığı tespit edilmiştir. Söz konusu jeolojik anomalilerin uranyum yatağı olarak işletilebilmesi için, rezervin kısıtlılığını dikkate almaksızın, uranyum fiyatlarının minimum 130$/KgU'a ulaşması gerekmektedir.
Saha Tenör
(U3O8) Rezerv
(U3O8)
Salihli – Köprübaşı 0,05 2852
Eşme – Fakılı 0,05 490
Söke – Küçükçavdar 0,04 208
Söke - Demirtepe 0,08 1729
Yozgat – Sorgun 0,1 3850
TOPLAM 0,32 9129
TABLO 2 : Türkiye’deki Uranyum (U) Rezervi
TABLO 3: Uranyum üreticisi ülkelerin yıllara göre üretimleri
ÜLKE 1987 1988 1989 1990 1991
A B D 5.000 5.040 5.320 3.420 3.500
ARJANTİN 95 142 52 9 60
AVUSTRALYA 3.780 3.532 3.655 3.530 3.700
BREZİLYA 0 18 35 5 0
FRANSA 3.376 3.394 3.241 2.841 2.508
GABON 800 930 870 700 700
G.AFRİKA 3.963 3.800 2.943 2.487 1.750
HİNDİSTAN 200 200 200 200 230
İSPANYA 223 228 227 213 212
KANADA 12.440 12.393 11.323 8.729 8.940
NAMİBYA 3.540 3.510 3.077 3.211 2.500
NİJER 2.970 2.965 2.962 2.831 2.960
PORTEKİZ 141 159 128 111 32
TOPLAM 36.528 36.311 34.033 28.287 27.092
Filizleri Ve İşlenmesi :
Uranyumun ana kaynağı peşblend’ dir. Farklı bileşimleri olan bu uranyum oksidin genel formülü (UO2) x (UO3)’ dir. Sanayi açısından önemli yataklarının dağılımı yaygındır : Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Kanada, ABD, Çekoslovakya, Portekiz v.b. İkincil kaynakları daha çok fosfatlar ve vanadatlardır. Bunlar uranyumun yanı sıra başka metalleri de kapsarlar. Bu filizler arasında brannerit ((U, Ca, Pe, Th, Y)3 (Ti5O16) A.B.D. ve Kanada’da, davidit ((Fe, Ce, U) (Ti, Fe, V, Cr )3 ( O, OH7 ) Avustralya’da, autunit ( Ca (UO2)2(PO4)2 . 10-12H2O) ve karnotit (K2(UO2)2 (VO4)2 . 8H2O) A.B.D.’ nde, tinyamunit (Ca(UO2)2 (VO4)2 . nH2O) ise Sibirya da bulunur.
Günümüzde yalnızca zengin uranyum yatakları işletilmekte, pek o kadar verimli olmayanlar ise gelecekteki ihtiyaçları karşılamak için saklanmaktadır. Uranyum rezervlerinin milyonlarca tonun üstünde olduğu sanılmaktadır. Bu, zengin bir enerji kaynağı demektir. Çünkü, 452 gr 235U’nun 1000 ton kömürden çok potansiyel ısı enerjisi vardır.
Uranyum, parçalanmış filizlerinden, güçlü asitler yada alkaliler içinde sindirilerek özütlenir. Asit ya alkalinin seçilmesi, metalin yükseltgenme basamağına ve filizin doğal özelliğine bağlıdır. Asit çözeltileri, uranil iyonu (UO22+ ) ve metalsi U3+ , U4+ , iyonlarını üretir. Alkali işlemde, sodyum yada amonyum karbonatlar ve bikarbonatlar, uranil karbonat karmaşığının [UO2(CO3)3] 4- tuzlarını oluşturmak için kullanılır. İyon alış-verişi yada çözücü özütlemesiyle, uranyum, xU2O7 bileşiği olarak çökelir; UO3 okside kadar arıtılır; sonra, hidrojenle- nükleer yakıt olarak kullanılabilen UO2’ ye indirgenir.
Hidroflüerik asitle işlem gördüğü zaman UO2, UF4 üretir. Bu da UF6’ ya flüorlaşabilir. Önceki bileşik kalsiyum yada magnezyumla asıl uranyuma indirgenebilir. UF6, 235U’ yu zenginleştirmek için kullanılır.
ŞİRKET ÜRETİM MİKTARI (Ton U) Toplam İçindeki % Pay
COMECO 9 117 %20
COGEMA 12 247 %30
RTZ 9 117 %20
TABLO 4 : Bu şirketlerin üretim yaptıkları ülkeler
COMECO : Kanada
COGEMA : Avustralya, Kanada, Nijer, Fransa, Gabon, ABD
RTZ : Avustralya, Kanada, Namibya, Güney Afrika Cumhuriyeti, ABD
Diğer Rezervler :
Uranyum kaynakları görünür ve muhtemel olarak, üretim maliyetleri dikkate alınarak sınıflandırılırlar. Bu maliyet kategorileri günümüzde OECD/NEA ile IAEA tarafından Kg'ı 80 ABD dolarına kadar maledilen, Kg' ı 80-130 ABD doları arasında maledilebilen şeklinde belirlenmiştir.
1991 yılı itibariyle dünyada :
Kg' ı 80 ABD dolarına kadar maledilebilen :
GÖRÜNÜR : 1.499.140 Ton,
MUHTEMEL: 913.880 Ton;
Kg’ ı 80-130 ABD doları arasında maledilebilen :
GÖRÜNÜR : 617.329 Ton,
MUHTEMEL : 338.640 Ton; uranyum rezervi vardır.
Üretim
Üretim Yöntemi ve Teknoloji :
Cevher yatağının tenör ve rezerv durumuna göre ekonomik derinliğe kadar yeraltı işletmesi veya açık işletme ile çıkarılan cevhere karıştırmak veya yığın asit özütleme uygulanmaktadır. Elde edilen çözeltideki uranyum SX veya IX yöntemleri ile konsantre edilmekte, amonyak veya MgO ile sarı pasta şeklinde çöktürülmektedir.
Ürün Standartları :
Uluslararası piyasalarda sarı pastanın en az %60U içermesi istenmekte ve arıtılmış bir uranyum bileşiğinde, diğer elementlerin toplamının, 1gr uranyum için 300ppm'den fazla olmaması gerekmektedir.
Tüketim
Uranyumun tek tüketim alanı nükleer yakıt yapımı ve dolayısıyla nükleer santrallerdir.
Elektrik üreten bir nükleer santrale sahip olmayan Türkiye'de, bugün inşaatına başlansa dahi, 2000 yılından sonra devreye girebilecek 1000 MWe'lık santralde, yılda 150 ton kadar uranyum tüketilecektir.
TABLO 5 : Yıllar itibariyle, Dünyada Uranyum Tüketimleri (Ton U)
ÜLKELER 1987 1988 1989 1990 1991
A B D 13.340 12.800 13.730 11.400 16.000
ALMANYA 3.300 3.300 3.300 3.300 3.300
ARJANTİN 100 100 100 147 150
B D T ? ? 6.800 7.000 7.500
BELÇİKA 960 960 950 950 950
BREZİLYA 110 110 110 110 140
BULGARİSTAN ? ? 700 700 700
ÇEKOSLOVAKYA ? ? 730 730 930
ÇİN 0 0 0 0 50
FİNLANDİYA 270 270 480 572 485
FRANSA 5.900 6.500 7.200 7.200 7.300
G.AFR. CUM. 270 270 270 270 270
HİNDİSTAN ? ? 220 220 255
HOLLANDA 100 100 95 95 95
İNGİLTERE 2.400 2.300 1.900 2.000 2.000
İSPANYA 1.301 1.393 1.100 1.124 1.233
İSVEÇ 1.300 1.400 1.400 1.400 1.500
İSVİÇRE 570 529 529 570 570
JAPONYA 4.900 5.300 6.600 6.900 7.100
KANADA 1.600 1.700 1.800 1.900 1.900
KORE 500 500 1.040 1.158 1 23
MACARİSTAN ? ? 420 40 420
MEKSİKA ? ? 145 111 120
PAKİSTAN ? ? 15 5 15
ROMANYA 0 0 0 0 75
SLOVENYA ? ? 102 102 102
TOPLAM 36.921 37.532 49.736 48.394 54.378
TABLO 6 : Bazı Eski Doğu Blok'u Ülkelerinin Görünür Uranyum Rezervleri (Ton U)
TABLO 7 : Yıllar İtibariyle, Dünyada Uranyum Arama Harcamaları (1.000 ABD$ ) (1990 Fiyatlarıyla)
ÜLKELER 1987 Öncesi 1987 1988 1989 1990
A B D 2.529.000 22.000 22.100 16.900 19.200
ALMANYA 109.165 5.800 3.000 0 8.900
ARJANTİN 43.091 87 484 642 478
AVUSTRALYA 345.000 18.000 20.360 17.460 11.780
BELÇİKA 1.250 330 105 ? ?
BREZİLYA 189.920 - - - -
DANİMARKA 4.350 - - - -
ENDONEZYA 8.187 229 206 222 365
FİNLANDİYA 14.487 109 30 47 ?
FRANSA 670.546 55.143 47.020 33.046 32.472
GABON 85.261 ? ? ? ?
G.AFR. CUM. 108.993 ? ? ? ?
HİNDİSTAN 110.210 13.430 13.664 12.803 15.138
İNGİLTERE 2.600 - - - -
İSPANYA 121.691 990 1.224 1.881 2.523
İSVEÇ 46.870 - - - -
İSVİÇRE 3.868 - - - -
İTALYA 74.300 760 ? ? ?
JAPONYA 8.120 520 - - -
KANADA 736.010 29.720 50.000 50.127 39.914
KOLOMBİYA 23.822 37 36 40 -
KORE 3.638 315 68 75 43
MALEZYA 6.003 665 680 684 ?
MALİ 51.637 - - - -
MEKSİKA 24.910 ? ? ? ?
NAMİBYA 15.522 ? ? ? ?
NİJER 181.985 4.870 4.788 4.697 1.472
PERU 3.567 16 16 16 ?
PORTEKİZ 12.615 798 1.210 954 736
TÜRKİYE 18.940 1.000 403 161 78
YUNANİSTAN 13.411 510 354 540 505
TOPLAM 5.569.869 155.329 165.748 140.295 133.604
Fiyatlar :
Uranyum piyasasındaki fiyat gelişmeleri yıllara göre TABLO-8'da verilmiştir. 1970 yılında 15$/Kg olan uranyum fiyatı, 1977 yılında 100$/Kg uranyumun üzerine çıkmıştır. 1982 yılına kadar bu düzeyde seyreden fiyatlar, 1983 yılından itibaren sürekli düşmeye başlamış, 1990 yılında ortalama 70$/Kg uranyum seviyesine inmiştir. Tablodaki fiyatlar, uzun süreli anlaşmalarla yapılan satış fiyatlarıdır.
Bunun yanında bir de spot-market fiyatları vardır. Spot-market üretici ve tüketicilerin elindeki stokları dengelemek için yapılan alım-satımlardır. Spot-market fiyatları genellikle daha düşüktür. Spot market fiyatları 1992 yılında, BDT'nin de piyasaya girmesiyle, 26$/Kg uranyum civarında gerçekleşmiştir. Spot alım-satımların, dünya uranyum piyasasındaki payı %10'un altındadır.
TABLO 8 : Yıllar İtibariyle, Uranyum Fiyatları ($/KgU)
YILLAR AVUSTRALYA KANADA A.B.D. EORATOM
1977 - - 107,90 -
1978 - - 113,80 -
1979 - - 110,60 -
1980 - 114,25 95,50 -
1981 - - 86,00 -
1982 - 92,00 102,00 85,00
1983 93,86 79,82 99,35 80,60
1984 92,35 69,68 84,90 77,35
1985 75,96 67,00 81,72 75,40
1986 71,25 64,00 78,03 80,60
1987 74,07 59,60 71,16 84,50
1988 75,07 65,00 67,86 82,81
1989 71,81 62,40 50,86 76,31
1990 46,93 62,40 40,82 76,43
ÜLKE, TESİS
TENÖR
%U3O8
REZERV
(TonU3O8) MADEN İŞLETME
YÖNTEMİ ÖZÜTLEMEDE ASİT İHTİYACI
(Kg Asit/Ton Cev.) ÜRETİM U3O8 (Ton/Yıl)
KANADA
Key- Lake
2,50
90.000
Açık
100
5.000
KANADA
Eliot- Lake
0,08
95.000 Kapalı (500m)
42
2.500
A.B.D.
Kerr Mc Gee
0,20
100.00 Kapalı
(180-400m)
50
4.000
AVUSTRALYA
Jabiluka
0,33
176.000
Açık
50
2.500
GABON
Comuf
0,35
37.000
Kapalı+Açık
30
1.200
G. AFRİKA
Chemves
0,20
200.000
Açık
25
550
TÜRKİYE
Köprübaşı-Kasar
0,05
1.500
Açık
20
100
TÜRKİYE
Yozgat-Sorgun
0,10
3.850 Kapalı
(100-200m)
50
200
TABLO 9 : Türkiye Uranyum Rezervlerinin Dünyadaki Bazı Rezervlerle Karşılaştırması
Sembol: U
Atom Numarası: 92
Atomik Yığın: 238.0289 amu
Erime Noktası: 1132.0 °C (1405.15 °K, 2069.6 °F)
Kaynama Noktası: 3818.0 °C (4091.15 °K, 6904.4 °F)
Proton ve Elektron Sayısı: 92
Nötron Sayısı: 146
Sınıfı: Aktinitler (Yeryüzünde nadir bulunuyor.)
Kristal Yapısı: Orthorhombic
Yoğunluk: 18.95 g/cm3
Bulunuş Tarihi: 1789
Buluşu Yapan: Martin Klaproth
Peşblend ile çalışmakta olan Alman kimyacısı Martin Klaproth 1789’da, bilinmeyen bir elementin varlığını fark etti. 1841 yılında da Fransız kimyacısı E.M. Peligot, bu yeni elementi ayırt ederek daha önce ileri sürülmüş varsayımı doğruladı. Bir metal olan bu yeni elemente Uranüs gezegeninden esinlenerek uranyum (U) adı verildi. 1872’de Mendeleyev, uranyumun doğal elementlerin en ağırı olduğunu önce varsaydı, daha sonra da kanıtladı. Birkaç yıl sonra, Fransız fizikçisi A.H. Becquerel, uranyumun radyoaktif bir madde olduğunu buldu ve böylece, kendiliğinden oluşan nükleer dönüşümle ilgili sistematik çalışmaların temelini atmış oldu. Bir bakıma, simyacıların düşleri gerçekleşmişti: Bir element, başka bir elemente dönüştürülebilecekti. Alman fizikçisi O Hahn ve F. Strassmann’ın 1939’da uranyumun bölünebilme özelliğini bulmalarından sonra, bu metal, sanayi açısından önem kazandı.
M.S. 79 yıllarında bilinen ve uranyum oksit kapsamı %1’ den çok olan sarı cam, İtalya’da Napoli yakınlarında bulunmuştur. O halde uranyumun yüzyıllarca kullanıldığı, ama aynı süre boyunca özelliklerinin bir giz olarak kaldığı söylenebilir. Daha yakın dönemlerde, uranyum filizleri saat ve aygıt göstergelerinin boyanmasında kullanılan bir radyum kaynağı yerine geçiyordu. Günümüzde ise uranyum, dünya ticaretinde ve siyasetinde son derece önemlidir. Atom bombasını (anında fizyononun bir örneği) ve nükleer reaktörleri (denetimli fizyon) olanaklı kılmıştır. Nükleer reaktörler, ucuz elektrik gücünü gerçekleştirmenin yanısıra, maddenin kökenini incelemekte güçlü bir araştırma gereci oluşturmuştur.
Atom reaktörlerinden bir yandan çok sayıda nötron üretilirken, benzer biçimde, çok büyük bir enerji de açığa çıkar. Hem atom bombası, hem de nükleer reaktörler, uranyum-233 ve uranyum-235’-238’in plütonyum izotoplarından çıkan enerjiyi kullanır. Bu çekirdeklerden birine bir nötron çarparsa, çekirdek daha hafif iki çekirdeğe bölünür, aynı anda da, iki yada üç başka nötron ile büyük miktarda enerjiyi açığa çıkarır.
Her elementin sol alt yanındaki sayı atom sayısıdır. Bunun üstündeki sayı ise atom ağırlığıdır. E, serbest bırakılan enerjidir; buradaki E, 200 Mev (milyon elektrik volt) düzeyindedir.
Bu tepkimede oluşan çekirdekler her zaman aynı olmadıkları gibi, üretilen nötronlar yada serbest bırakılan enerji de değişmez değildir. Serbest bırakılan enerjinin büyüklüğü, tepkinlerin kütle toplamının, bölünme ürünlerininkinden daha büyük olmasından ileri gelir. Kütleler arasındaki farklılık, Einstein’ın tanımladığı bağıntılara göre, enerjiye dönüştürülmüştür.
Bölünme tepkimelerinde, her çekirdek 2,5 kadar nötron üretir; bunlar sırasıyla, başka çekirdeklere benzer tepkimeler oluştururlar. Sonuç, kütlenin tümünü birkaç saniye içinde bölünme ürünlerine dönüştüğü zincirleme bir tepkimedir. Bu olay doğada oluşmaz; çünkü uranyum-235 (bölünebilir uranyum), doğal uranyum filizinin yalnızca %0,71’ini oluşturur. Küçük oranlarda, arı uranyum-235 söz konusu olduğunda, serbest kalmış nötronlar, daha çok bozunmaya yol açabilecek olanları sayıcı geçerler. Bununla birlikte, maddenin ağırlığı kritik bir kütleye ulaşınca, nötronların çekirdeklere karşı ilgisi kararsızlaşır. Her çekirdeğin iki nötronu serbest bırakabileceğini varsayarak, bunların her biri, iki çekirdekle daha iyi çarpışabilir. Birkaç saniye içinde oluşan bu işlem, tüm kütle bir atom patlaması yaratana kadar fizyonu geometrik biçimde sürdürür. Bu atom bombasının temelidir. Her biri kritik kütleden daha az miktarda olan fizyona uğrayabilecek iki madde, nötron bir siperle birbirinden ayrı tutulur. Bu iki nicelik bir araya getirildiği zaman, kritik kütle aşılır ve yukarıda anlatılan nükleer tepkime oluşur.
Bir atom patlaması, denetimsiz bir tepkime olarak tanımlanır. Nükleer reaktörlerde nötronların sayısına karşı fizyona uğrayabilir madde, denetim altında tutulur. Nükleer reaktörün <
Nötronları denetim altında tutmak ve patlamalarını önlemek için, kadmiyum türünden, nötronları soğuran bir madde, reaktördeki fizyon maddesinin içine karıştırılır. Nötron kaynağının etkisi altında bırakılan <
REZERV KATEGORİLERİ
<80$/KgU 80-130$/KgU
ÜLKELER GÖRÜNÜR MUHTEMEL GÖRÜNÜR MUHTEMEL
A.B.D 102.000 0 254.000 0
ALMANYA 600 1.600 4.000 5.700
ARJANTİN 8 .740 540 4.000 1.950
AVUSTRALYA 469.000 264.000 60.000 126.000
AVUSTURYA 0 700 0 1.000
BELÇİKA 0 0 0 0
BREZİLYA 162.000 94.000 0 0
CEZAYİR 26.000 0 0 0
DANİMARKA 8.000 0 8.000 16.000
ENDONEZYA 4.320 0 0 0
FİNLANDİYA 0 0 1.500 0
FRANSA 23.800 4.200 15.700 3.900
GABON 11.000 1.300 4.650 8.300
GÜN. AF.CUM. 247.600 51.800 96.800 30.800
HİNDİSTAN ? ? 66.150 ?
İNGİLTERE 0 0 0 0
İSPANYA 17.850 0 21.150 9.000
İSVEÇ 2.000 1.000 2.000 5.300
İTALYA 4.800 0 0 1.300
JAPONYA 0 0 6.600 0
KANADA 146.000 149.000 68.000 80.000
KORE 0 0 11.800 3.000
MACARİSTAN 1. 620 9.100 1.500 9.150
MEKSİKA 0 0 1.700 700
NAMİBYA 84.750 30.000 16.000 23.000
NİJER 166.070 295.770 6.650 10.000
PERU 1.790 1.720 0 140
PORTEKİZ 7.300 1.450 1.400 0
SOMALİ 0 0 6.600 3.400
TÜRKİYE 0 0 9.129 0
YUNANİSTAN 300 6.000 0 0
ZAİRE 1.800 1.700 0 0
ZİMBABWE 1.800 0 0 0
TOPLAM 1.499.140 913.880 617.329 338.640
TABLO-1: 1991 Yılı İtibariyle, Dünya Uranyum Rezervleri (Ton U))
Türkiye'nin uranyum rezervi :
Türkiye'de Karadeniz tabanındaki genç çökellerde 3-6 ppm, Van gölü tabanında 0.1-0.5 ppm konsantrasyonlarında uranyum bulgulanmıştır. Fosfat kayalarında da bir miktar uranyum bulunmakta olup, Mazıdağ yataklarında uranyum konsantrasyonu 50-60 ppm arasındadır. Ayrıca, değişik kömür yataklarından (Elbistan, Beypazarı, Orhaneli, Çan) alınan kömür örneklerinin küllerinde 100 ppm, Şırnak asfaltitlerinde ise 200 ppm uranyum birikimleri saptanmıştır.
Türkiye'nin bilinen yatakları ile ekonomik uranyum üretimi günümüz teknolojisinde söz konusu değildir. Dünya Enerji Konseyi tarafından hazırlatılan "Survey of Energy Resources 1998" raporunda belirtildiğine göre, bugün maliyeti 80 ABD $/kg'ın altındaki yatakların işletilmesine karşın, Türkiye'deki rezervden yapılacak üretim maliyeti için 80-130 ABD/$/kg değeri verilmektedir. 1979 yılında 120 ABD $/kg olan U3O8 fiyatının daha sonraki yıllarda 40 ABD $/kg düzeylerine kadar düşmesi, dünyanın çeşitli ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de uranyum aramalarını durdurmuştur. Geleceğin vazgeçilmez ve önemli enerji kaynağı olması nedeni ile çok büyük harcamalara girişmeksizin uranyum aramalarının sistemli biçimde sürdürülmesinde yarar görülmektedir.
Bugüne kadar bulunan rezervlerin, Türkiye'nin gerçek uranyum rezervini yansıtmadığı görüşü egemendir. Özellikle Güney Marmara ve Doğu Karadeniz bölgelerinde yapılacak yeni aramalarla uranyum yatakları bulunması olasılığı vardır. Bir uranyum yatağının aranmasından üretimine kadar yaklaşık 10 yıl geçmektedir. Türkiye'de ilk nükleer santral ihale aşamasında olmakla birlikte, 2010 yılından sonra nükleer santrallerin payı artacağından ayrıntılı aramalara yeniden ve bir an önce başlanılmasında yarar vardır.
Türkiye'de aramalar sonucunda 9.129 Ton uranyum bulunmuştur. Bulunan uranyum yataklarının tenör ve rezervleri aşağıda verilmiştir.
* Köprübaşı: %0,4-0,05 U3O8 ortalama tenörlü, 1.351 Tonu Kasar tipi, 1.201 Tonu Taşharman tipi, 300 Tonu Ecinlitaş tipi olmak üzere toplam 2.852 Ton görünür rezervi vardır. Cevher, Neojen yaşlı sedimanlar içindedir.
* Fakılı: %0,05 U3O8 ortalama tenörlü, 490 Ton görünür rezervi vardır. Cevher, Neojen yaşlı sedimanlardadır.
*Küçükçavdar: %0,04 U3O8 ortalama tenörlü, 208 Ton görünür rezervi vardır. Cevher, Neojen yaşlı sedimanlardadır.
* Sorgun: %0,1 U3O8 ortalama tenörlü, 3.850 Ton görünür rezervi vardır. Cevher, Eosen yaşlı sedimanlardadır.
* Demirtepe: %0,08 U3O8 ortalama tenörlü, 1.729 Ton görünür rezervi vardır. Cevher, Paleozoyik yaşlı şistlerdeki fay zonlarındadır.
Yukarıda adı geçen sahaların;
- Ortalama tenör ve rezervleri, aranıp bulundukları yıllarda dünyaca kabul edilen ekonomik sınırlarda olmasına rağmen, bugün için bu sınırların (min.2000 ppm) oldukça altında kalmaları,
- Rezervlerin oldukça küçük miktarlarda olması nedeniyle, gerekli olan küçük kapasiteli tesislerin ekonomik olarak çalıştırılmasının güçlüğü,
- Dünya uranyum fiyatlarının, özellikle son yıllardaki düşüklüğü ve bu düşüşün devam etmesi (17-20$/Kg U), gibi nedenlerle ekonomik olarak değerlendirilmelerinin mümkün olmadığı tespit edilmiştir. Söz konusu jeolojik anomalilerin uranyum yatağı olarak işletilebilmesi için, rezervin kısıtlılığını dikkate almaksızın, uranyum fiyatlarının minimum 130$/KgU'a ulaşması gerekmektedir.
Saha Tenör
(U3O8) Rezerv
(U3O8)
Salihli – Köprübaşı 0,05 2852
Eşme – Fakılı 0,05 490
Söke – Küçükçavdar 0,04 208
Söke - Demirtepe 0,08 1729
Yozgat – Sorgun 0,1 3850
TOPLAM 0,32 9129
TABLO 2 : Türkiye’deki Uranyum (U) Rezervi
TABLO 3: Uranyum üreticisi ülkelerin yıllara göre üretimleri
ÜLKE 1987 1988 1989 1990 1991
A B D 5.000 5.040 5.320 3.420 3.500
ARJANTİN 95 142 52 9 60
AVUSTRALYA 3.780 3.532 3.655 3.530 3.700
BREZİLYA 0 18 35 5 0
FRANSA 3.376 3.394 3.241 2.841 2.508
GABON 800 930 870 700 700
G.AFRİKA 3.963 3.800 2.943 2.487 1.750
HİNDİSTAN 200 200 200 200 230
İSPANYA 223 228 227 213 212
KANADA 12.440 12.393 11.323 8.729 8.940
NAMİBYA 3.540 3.510 3.077 3.211 2.500
NİJER 2.970 2.965 2.962 2.831 2.960
PORTEKİZ 141 159 128 111 32
TOPLAM 36.528 36.311 34.033 28.287 27.092
Filizleri Ve İşlenmesi :
Uranyumun ana kaynağı peşblend’ dir. Farklı bileşimleri olan bu uranyum oksidin genel formülü (UO2) x (UO3)’ dir. Sanayi açısından önemli yataklarının dağılımı yaygındır : Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Kanada, ABD, Çekoslovakya, Portekiz v.b. İkincil kaynakları daha çok fosfatlar ve vanadatlardır. Bunlar uranyumun yanı sıra başka metalleri de kapsarlar. Bu filizler arasında brannerit ((U, Ca, Pe, Th, Y)3 (Ti5O16) A.B.D. ve Kanada’da, davidit ((Fe, Ce, U) (Ti, Fe, V, Cr )3 ( O, OH7 ) Avustralya’da, autunit ( Ca (UO2)2(PO4)2 . 10-12H2O) ve karnotit (K2(UO2)2 (VO4)2 . 8H2O) A.B.D.’ nde, tinyamunit (Ca(UO2)2 (VO4)2 . nH2O) ise Sibirya da bulunur.
Günümüzde yalnızca zengin uranyum yatakları işletilmekte, pek o kadar verimli olmayanlar ise gelecekteki ihtiyaçları karşılamak için saklanmaktadır. Uranyum rezervlerinin milyonlarca tonun üstünde olduğu sanılmaktadır. Bu, zengin bir enerji kaynağı demektir. Çünkü, 452 gr 235U’nun 1000 ton kömürden çok potansiyel ısı enerjisi vardır.
Uranyum, parçalanmış filizlerinden, güçlü asitler yada alkaliler içinde sindirilerek özütlenir. Asit ya alkalinin seçilmesi, metalin yükseltgenme basamağına ve filizin doğal özelliğine bağlıdır. Asit çözeltileri, uranil iyonu (UO22+ ) ve metalsi U3+ , U4+ , iyonlarını üretir. Alkali işlemde, sodyum yada amonyum karbonatlar ve bikarbonatlar, uranil karbonat karmaşığının [UO2(CO3)3] 4- tuzlarını oluşturmak için kullanılır. İyon alış-verişi yada çözücü özütlemesiyle, uranyum, xU2O7 bileşiği olarak çökelir; UO3 okside kadar arıtılır; sonra, hidrojenle- nükleer yakıt olarak kullanılabilen UO2’ ye indirgenir.
Hidroflüerik asitle işlem gördüğü zaman UO2, UF4 üretir. Bu da UF6’ ya flüorlaşabilir. Önceki bileşik kalsiyum yada magnezyumla asıl uranyuma indirgenebilir. UF6, 235U’ yu zenginleştirmek için kullanılır.
ŞİRKET ÜRETİM MİKTARI (Ton U) Toplam İçindeki % Pay
COMECO 9 117 %20
COGEMA 12 247 %30
RTZ 9 117 %20
TABLO 4 : Bu şirketlerin üretim yaptıkları ülkeler
COMECO : Kanada
COGEMA : Avustralya, Kanada, Nijer, Fransa, Gabon, ABD
RTZ : Avustralya, Kanada, Namibya, Güney Afrika Cumhuriyeti, ABD
Diğer Rezervler :
Uranyum kaynakları görünür ve muhtemel olarak, üretim maliyetleri dikkate alınarak sınıflandırılırlar. Bu maliyet kategorileri günümüzde OECD/NEA ile IAEA tarafından Kg'ı 80 ABD dolarına kadar maledilen, Kg' ı 80-130 ABD doları arasında maledilebilen şeklinde belirlenmiştir.
1991 yılı itibariyle dünyada :
Kg' ı 80 ABD dolarına kadar maledilebilen :
GÖRÜNÜR : 1.499.140 Ton,
MUHTEMEL: 913.880 Ton;
Kg’ ı 80-130 ABD doları arasında maledilebilen :
GÖRÜNÜR : 617.329 Ton,
MUHTEMEL : 338.640 Ton; uranyum rezervi vardır.
Üretim
Üretim Yöntemi ve Teknoloji :
Cevher yatağının tenör ve rezerv durumuna göre ekonomik derinliğe kadar yeraltı işletmesi veya açık işletme ile çıkarılan cevhere karıştırmak veya yığın asit özütleme uygulanmaktadır. Elde edilen çözeltideki uranyum SX veya IX yöntemleri ile konsantre edilmekte, amonyak veya MgO ile sarı pasta şeklinde çöktürülmektedir.
Ürün Standartları :
Uluslararası piyasalarda sarı pastanın en az %60U içermesi istenmekte ve arıtılmış bir uranyum bileşiğinde, diğer elementlerin toplamının, 1gr uranyum için 300ppm'den fazla olmaması gerekmektedir.
Tüketim
Uranyumun tek tüketim alanı nükleer yakıt yapımı ve dolayısıyla nükleer santrallerdir.
Elektrik üreten bir nükleer santrale sahip olmayan Türkiye'de, bugün inşaatına başlansa dahi, 2000 yılından sonra devreye girebilecek 1000 MWe'lık santralde, yılda 150 ton kadar uranyum tüketilecektir.
TABLO 5 : Yıllar itibariyle, Dünyada Uranyum Tüketimleri (Ton U)
ÜLKELER 1987 1988 1989 1990 1991
A B D 13.340 12.800 13.730 11.400 16.000
ALMANYA 3.300 3.300 3.300 3.300 3.300
ARJANTİN 100 100 100 147 150
B D T ? ? 6.800 7.000 7.500
BELÇİKA 960 960 950 950 950
BREZİLYA 110 110 110 110 140
BULGARİSTAN ? ? 700 700 700
ÇEKOSLOVAKYA ? ? 730 730 930
ÇİN 0 0 0 0 50
FİNLANDİYA 270 270 480 572 485
FRANSA 5.900 6.500 7.200 7.200 7.300
G.AFR. CUM. 270 270 270 270 270
HİNDİSTAN ? ? 220 220 255
HOLLANDA 100 100 95 95 95
İNGİLTERE 2.400 2.300 1.900 2.000 2.000
İSPANYA 1.301 1.393 1.100 1.124 1.233
İSVEÇ 1.300 1.400 1.400 1.400 1.500
İSVİÇRE 570 529 529 570 570
JAPONYA 4.900 5.300 6.600 6.900 7.100
KANADA 1.600 1.700 1.800 1.900 1.900
KORE 500 500 1.040 1.158 1 23
MACARİSTAN ? ? 420 40 420
MEKSİKA ? ? 145 111 120
PAKİSTAN ? ? 15 5 15
ROMANYA 0 0 0 0 75
SLOVENYA ? ? 102 102 102
TOPLAM 36.921 37.532 49.736 48.394 54.378
TABLO 6 : Bazı Eski Doğu Blok'u Ülkelerinin Görünür Uranyum Rezervleri (Ton U)
TABLO 7 : Yıllar İtibariyle, Dünyada Uranyum Arama Harcamaları (1.000 ABD$ ) (1990 Fiyatlarıyla)
ÜLKELER 1987 Öncesi 1987 1988 1989 1990
A B D 2.529.000 22.000 22.100 16.900 19.200
ALMANYA 109.165 5.800 3.000 0 8.900
ARJANTİN 43.091 87 484 642 478
AVUSTRALYA 345.000 18.000 20.360 17.460 11.780
BELÇİKA 1.250 330 105 ? ?
BREZİLYA 189.920 - - - -
DANİMARKA 4.350 - - - -
ENDONEZYA 8.187 229 206 222 365
FİNLANDİYA 14.487 109 30 47 ?
FRANSA 670.546 55.143 47.020 33.046 32.472
GABON 85.261 ? ? ? ?
G.AFR. CUM. 108.993 ? ? ? ?
HİNDİSTAN 110.210 13.430 13.664 12.803 15.138
İNGİLTERE 2.600 - - - -
İSPANYA 121.691 990 1.224 1.881 2.523
İSVEÇ 46.870 - - - -
İSVİÇRE 3.868 - - - -
İTALYA 74.300 760 ? ? ?
JAPONYA 8.120 520 - - -
KANADA 736.010 29.720 50.000 50.127 39.914
KOLOMBİYA 23.822 37 36 40 -
KORE 3.638 315 68 75 43
MALEZYA 6.003 665 680 684 ?
MALİ 51.637 - - - -
MEKSİKA 24.910 ? ? ? ?
NAMİBYA 15.522 ? ? ? ?
NİJER 181.985 4.870 4.788 4.697 1.472
PERU 3.567 16 16 16 ?
PORTEKİZ 12.615 798 1.210 954 736
TÜRKİYE 18.940 1.000 403 161 78
YUNANİSTAN 13.411 510 354 540 505
TOPLAM 5.569.869 155.329 165.748 140.295 133.604
Fiyatlar :
Uranyum piyasasındaki fiyat gelişmeleri yıllara göre TABLO-8'da verilmiştir. 1970 yılında 15$/Kg olan uranyum fiyatı, 1977 yılında 100$/Kg uranyumun üzerine çıkmıştır. 1982 yılına kadar bu düzeyde seyreden fiyatlar, 1983 yılından itibaren sürekli düşmeye başlamış, 1990 yılında ortalama 70$/Kg uranyum seviyesine inmiştir. Tablodaki fiyatlar, uzun süreli anlaşmalarla yapılan satış fiyatlarıdır.
Bunun yanında bir de spot-market fiyatları vardır. Spot-market üretici ve tüketicilerin elindeki stokları dengelemek için yapılan alım-satımlardır. Spot-market fiyatları genellikle daha düşüktür. Spot market fiyatları 1992 yılında, BDT'nin de piyasaya girmesiyle, 26$/Kg uranyum civarında gerçekleşmiştir. Spot alım-satımların, dünya uranyum piyasasındaki payı %10'un altındadır.
TABLO 8 : Yıllar İtibariyle, Uranyum Fiyatları ($/KgU)
YILLAR AVUSTRALYA KANADA A.B.D. EORATOM
1977 - - 107,90 -
1978 - - 113,80 -
1979 - - 110,60 -
1980 - 114,25 95,50 -
1981 - - 86,00 -
1982 - 92,00 102,00 85,00
1983 93,86 79,82 99,35 80,60
1984 92,35 69,68 84,90 77,35
1985 75,96 67,00 81,72 75,40
1986 71,25 64,00 78,03 80,60
1987 74,07 59,60 71,16 84,50
1988 75,07 65,00 67,86 82,81
1989 71,81 62,40 50,86 76,31
1990 46,93 62,40 40,82 76,43
ÜLKE, TESİS
TENÖR
%U3O8
REZERV
(TonU3O8) MADEN İŞLETME
YÖNTEMİ ÖZÜTLEMEDE ASİT İHTİYACI
(Kg Asit/Ton Cev.) ÜRETİM U3O8 (Ton/Yıl)
KANADA
Key- Lake
2,50
90.000
Açık
100
5.000
KANADA
Eliot- Lake
0,08
95.000 Kapalı (500m)
42
2.500
A.B.D.
Kerr Mc Gee
0,20
100.00 Kapalı
(180-400m)
50
4.000
AVUSTRALYA
Jabiluka
0,33
176.000
Açık
50
2.500
GABON
Comuf
0,35
37.000
Kapalı+Açık
30
1.200
G. AFRİKA
Chemves
0,20
200.000
Açık
25
550
TÜRKİYE
Köprübaşı-Kasar
0,05
1.500
Açık
20
100
TÜRKİYE
Yozgat-Sorgun
0,10
3.850 Kapalı
(100-200m)
50
200
TABLO 9 : Türkiye Uranyum Rezervlerinin Dünyadaki Bazı Rezervlerle Karşılaştırması
27 Temmuz 2010 Salı
KÖMÜR POLİTİKALARINDA GELİŞMELER
Dünya taşkömürü ticareti giderek artan bir trend göstermektedir. 1995 yılında 468 milyon ton olan taşkömürü ihracatı 1996 yılında %2.2’lik bir artışla 478.6 milyon ton’a ulaşmıştır. Bu artış trendinin önümüzdeki yıllarda da devam edeceği tahmin edilmektedir. 1996 yılında Asya-Pasifik bölgesinde ithalat artmasına karşın Avrupa-Akdeniz bölgesinde düşmüştür.
Avustralya Dünya’da kömür ihracatında 140.40 milyon tonla ilk sıradadır. Bu ülkeyi sırası ile ABD, Güney Afrika, Endonezya, Kanada, Çin, Polonya, Kolombiya ve eski SSCB takip etmektedir.
Dünya kömür ithalatında en büyük pazarları başta Japonya olmak üzere Güney Kore, Tayvan, Hindistan, Hong Kong gibi Asya-Pasifik ülkeleri ile İngiltere, İtalya, Hollanda, Almanya başta olmak üzere AB ülkeleridir.
Deniz taşımacılığında en önemli yük kömürdür. Kömür ticaretinin %92’si deniz taşımacılığı ile yapılmaktadır. Dünya kömür ticaretindeki gelişmeler deniz yolu taşımacılığının tarifeleri belirlemektedir.
Uluslararası Enerji Ajansı IEA tarafından yapılan tahmine göre 1996 yılında 478.6 milyon ton olan dünya kömür ihracatı 2000 yılında 561.1 milyon tona ulaşacaktır. Yapılan tahminlere göre bu ihracat hacminin %60’ını buhar kömürü, geri kalanı koklaşabilir ithal kömür talebi oluşturacaktır.
Dünya kömür piyasasında fiyatlar; kömürün kalitesi, nakliye masrafları ve tedarik güvenliğini de içeren faktörlere bağlı olarak gelişmektedir. Koklaşabilir ve buhar kömürü pazarları birbirleriyle yakından ilgilidir. Buhar kömüründe piyasa fiyatlarının oluşmasında Avrupa ithalatçıların etkileri önemlidir. En önemli kömür ihracatçısı durumunda olan ABD’li üreticiler uluslar arası piyasaya kömür fiyatlarının kendilerini tatmin edecek ölçüde yükselmesi ve yerli talebin karşılanması halinde ilave üretim kapasitelerini devreye alarak girmektedir. Son yıllarda Asya-Pasifik-Pasifik bölgesinde kömür spot pazarı giderek önem kazanmaktadır.
Dünya Kömür Ticaretinde ve kömür fiyatlarında oluşan bu dengeler dikkate alındığında bazı ülkelerin Kömür Politikaları çok çarpıcı görünmektedir.
Almanya’da yer altı işletme yöntemi ile yapılan taşkömürü üretim maliyeti, ithal kömüre göre yüksektir. Üretime, devlet sübvansiyon uygulamaktadır. Alman Hükümeti, 1996 yılı itibarı ile termik santrallere verilen kömüre yapacağı sübvansiyonun tavanını 7.5 milyar DM, 1997-2005 yılları arasında ise 7 milyar DM olarak belirlemiştir. 2001 ile 2005 yılları arasında bu sübvansiyonun giderek azaltılması öngörülmektedir.
Fransa’da kömür sektörüne, 4.5 milyar Frank tutarındaki devlet yardımının yapılması Avrupa komisyonunca onaylanmıştır.
Macaristan’da enerji sektöründeki şeffaflığı artırmak üzere yerli kömür endüstrisi yeniden yapılandırma yoluna gidilmiştir. Hükümet, üretimi ve tüketici fiyatlarını kontrolüne almış ve işletmelere finansal destek sağlamıştır. Hükümetçe desteklenen işletmelerde üretim ve istihdam en yüksek seviyelere ulaşmıştır.
İspanya’da 1997 yılında hükümet ve elektrik sektörü ile yapılan çerçeve anlaşmasına göre, sübvansiyonla sürdürülen kömür üretiminin on yıl daha devam etmesi kararlaştırılmıştır. Bu çerçeve anlaşması, deregülasyonu ve elektrik fiyatının düşük tutulmasının hedeflemekte ve santrallerde kullanılacak yerli kömürün minimum %15 olmasını garanti etmektedir. Endüstriyel faaliyetler, sübvanse edilen bazı madenlerin kapatılmasının ertelenmesini gerektirmiştir.
Polonya’da 1990 yılı itibarı ile dondurulmuş olan kömür fiyatları şu anda serbest durumdadır. Markowski planına göre, Hükümet 1995 deki üretim seviyesini 130 milyon ton/yıl dan 2000 yılında 120 milyon tona, 1995 itibarı ile 32 milyon ton/yıl olan ihracatı 2000 yılında 20 milyon tona düşürmeyi hedeflemektedir. Bu plan bütün partiler ve ayrıca, fazla miktarda işçi çıkarılmaması, sosyal hakların sağlanması ve yeni iş olanaklarının yaratılması koşuluyla sendika tarafından da desteklenmektedir.
Polanya Hükümeti tarafından 1996-2000 yılları arasında bu tedbirler için, sosyal yardım da dahil, 5.3 milyar Ziloti karşılığı 2 milyar $’lık bir kaynak gerektiği hesaplanmıştır. 1997’den sonra kömür endüstrisinde üretimle doğrudan ilgisi olamayan faaliyetlerin Weglokok’tan başlamak üzere kamuya ait ticari şirketlerin 1998 yılı sonuna kadar özelleştirilmesi öngörülmüştür. Bu özelleştirmeden edinilecek deneyimlerle, diğer işletmelerin özelleştirilmesine devam edilecektir. Kömür hazırlama tesislerinin ayrı şekilde özelleştirilmesi düşünülmektedir.
Çin’de hükümetin 2000 yılına kadar yerli talebi ve ihracatı arttırmaya yönelik planların hedefine ulaşması için belirlenmiş politikalar, merkezden idare edilen devlet madenlerinin geliştirilmesi yönündedir. Buna göre yeni maden işletmelerinin devreye sokulması ve mevcut işletmelerde de verimliliğin arttırılması söz konusudur. 1997’de yeniden yapılanma gündeme gelmiş olup 14 adet devlet tekelindeki kömür işletmesinin dört grupta birleşmesi öngörülmüştür. Bu gruplar sırasıyla, kömür ticaretinden sorumlu “China Coal Industry Import Export Group”, kömür kullanımıyla ilgili “The China Coal Comprehensive Utility Group”, üretimle ilgili “The China Coal Construction and Development Group” ve maden makine ve ekipmanları ile ilgili “The China Coal Meterials and Equipment Group” dur.
Rusya ve Ukrayna’da yaşanan ekonomik olumsuzluklar nedeniyle bu ülkelerin politikaları ile ilgili yorum yapılamamıştır.
ABD’de kömür, yerli enerji kaynakları içinde en büyük değere sahip olup, fosil enerji kaynakları arasındaki payı %94’dür. ABD’nin üretilebilir kömür rezervleri 1 trilyon varil petrol eşdeğeridir. Ülkenin birincil enerji ihtiyacının %90’ı fosil yakıtlardan elde edilmektedir. ABD ithal edilen petrole bağımlılığı azaltabilmek için yerli enerji kaynaklarının özellikle kömürün üretimine büyük önem vermektedir. ABD’de enerji üretiminde kömür en ucuz yakıt olarak diğer enerji kaynaklarının fiyatlarının ayarlayıcı bir rol oynamaktadır. Temiz Kömür Teknolojilerinin uygulanışı ile elektrik üretiminde kömürden büyük oranda faydanılmaktadır. ABD halen enerjinin %52 sini kömür ile çalışan termik santrallerden sağlamakta ve 2010 yılında bu oranı %62’ye çıkarmanın planlarını yapmakta ve yatırımlarını gerçekleştirmektedir.
ABD’nin Wyoming eyaletindeki büyük linyit rezervleri son 25 yıl içinde, ileri teknolojiler kullanılarak bulunmuştur. Ayrıca, ABD Enerji Bakanlığı, temiz kömür teknolojilerinin gelişmesini sağlayacak bir program çerçevesinde son 10 yıl içinde 6 milyar dolar düzeyinde para harcamış ve temiz kömür üreten prosesler geliştirmiş, temiz kömür üretmek için yatırım yapan şirketlere önemli sübvansiyonlar uygulamıştır. Ayrıca, North Dakota ve Pitsburgh’da yer alan enerji araştırma merkezlerinde çok sayıda yüksek verimli yeni kömür teknolojileri ve kükürt arındırma sistemleri geliştirilmiştir. ABD’de kömürden enerji üretimi için yeni geliştirilen yakma teknolojileri, yüksek kalorili kömürleri yakmayı hedeflemişlerdir. Akışkan yatakta yakma sistemi enerji üretiminde önemli bir yer tutmaktadır.
OECD raporlarına göre, dünya fosil yakıt tüketimi 1993-2010 yılları arasında, yılda %2.2 oranında artış gösterecektir. Bu artışlar genelde jeolojik ve üretim şartları uygun, kömür ihraç eden ülkelerde olmaktadır. Üretimi düşen ülkelerde de açığın önemli bölümü yine kömürle dengelenmektedir.
Avustralya Dünya’da kömür ihracatında 140.40 milyon tonla ilk sıradadır. Bu ülkeyi sırası ile ABD, Güney Afrika, Endonezya, Kanada, Çin, Polonya, Kolombiya ve eski SSCB takip etmektedir.
Dünya kömür ithalatında en büyük pazarları başta Japonya olmak üzere Güney Kore, Tayvan, Hindistan, Hong Kong gibi Asya-Pasifik ülkeleri ile İngiltere, İtalya, Hollanda, Almanya başta olmak üzere AB ülkeleridir.
Deniz taşımacılığında en önemli yük kömürdür. Kömür ticaretinin %92’si deniz taşımacılığı ile yapılmaktadır. Dünya kömür ticaretindeki gelişmeler deniz yolu taşımacılığının tarifeleri belirlemektedir.
Uluslararası Enerji Ajansı IEA tarafından yapılan tahmine göre 1996 yılında 478.6 milyon ton olan dünya kömür ihracatı 2000 yılında 561.1 milyon tona ulaşacaktır. Yapılan tahminlere göre bu ihracat hacminin %60’ını buhar kömürü, geri kalanı koklaşabilir ithal kömür talebi oluşturacaktır.
Dünya kömür piyasasında fiyatlar; kömürün kalitesi, nakliye masrafları ve tedarik güvenliğini de içeren faktörlere bağlı olarak gelişmektedir. Koklaşabilir ve buhar kömürü pazarları birbirleriyle yakından ilgilidir. Buhar kömüründe piyasa fiyatlarının oluşmasında Avrupa ithalatçıların etkileri önemlidir. En önemli kömür ihracatçısı durumunda olan ABD’li üreticiler uluslar arası piyasaya kömür fiyatlarının kendilerini tatmin edecek ölçüde yükselmesi ve yerli talebin karşılanması halinde ilave üretim kapasitelerini devreye alarak girmektedir. Son yıllarda Asya-Pasifik-Pasifik bölgesinde kömür spot pazarı giderek önem kazanmaktadır.
Dünya Kömür Ticaretinde ve kömür fiyatlarında oluşan bu dengeler dikkate alındığında bazı ülkelerin Kömür Politikaları çok çarpıcı görünmektedir.
Almanya’da yer altı işletme yöntemi ile yapılan taşkömürü üretim maliyeti, ithal kömüre göre yüksektir. Üretime, devlet sübvansiyon uygulamaktadır. Alman Hükümeti, 1996 yılı itibarı ile termik santrallere verilen kömüre yapacağı sübvansiyonun tavanını 7.5 milyar DM, 1997-2005 yılları arasında ise 7 milyar DM olarak belirlemiştir. 2001 ile 2005 yılları arasında bu sübvansiyonun giderek azaltılması öngörülmektedir.
Fransa’da kömür sektörüne, 4.5 milyar Frank tutarındaki devlet yardımının yapılması Avrupa komisyonunca onaylanmıştır.
Macaristan’da enerji sektöründeki şeffaflığı artırmak üzere yerli kömür endüstrisi yeniden yapılandırma yoluna gidilmiştir. Hükümet, üretimi ve tüketici fiyatlarını kontrolüne almış ve işletmelere finansal destek sağlamıştır. Hükümetçe desteklenen işletmelerde üretim ve istihdam en yüksek seviyelere ulaşmıştır.
İspanya’da 1997 yılında hükümet ve elektrik sektörü ile yapılan çerçeve anlaşmasına göre, sübvansiyonla sürdürülen kömür üretiminin on yıl daha devam etmesi kararlaştırılmıştır. Bu çerçeve anlaşması, deregülasyonu ve elektrik fiyatının düşük tutulmasının hedeflemekte ve santrallerde kullanılacak yerli kömürün minimum %15 olmasını garanti etmektedir. Endüstriyel faaliyetler, sübvanse edilen bazı madenlerin kapatılmasının ertelenmesini gerektirmiştir.
Polonya’da 1990 yılı itibarı ile dondurulmuş olan kömür fiyatları şu anda serbest durumdadır. Markowski planına göre, Hükümet 1995 deki üretim seviyesini 130 milyon ton/yıl dan 2000 yılında 120 milyon tona, 1995 itibarı ile 32 milyon ton/yıl olan ihracatı 2000 yılında 20 milyon tona düşürmeyi hedeflemektedir. Bu plan bütün partiler ve ayrıca, fazla miktarda işçi çıkarılmaması, sosyal hakların sağlanması ve yeni iş olanaklarının yaratılması koşuluyla sendika tarafından da desteklenmektedir.
Polanya Hükümeti tarafından 1996-2000 yılları arasında bu tedbirler için, sosyal yardım da dahil, 5.3 milyar Ziloti karşılığı 2 milyar $’lık bir kaynak gerektiği hesaplanmıştır. 1997’den sonra kömür endüstrisinde üretimle doğrudan ilgisi olamayan faaliyetlerin Weglokok’tan başlamak üzere kamuya ait ticari şirketlerin 1998 yılı sonuna kadar özelleştirilmesi öngörülmüştür. Bu özelleştirmeden edinilecek deneyimlerle, diğer işletmelerin özelleştirilmesine devam edilecektir. Kömür hazırlama tesislerinin ayrı şekilde özelleştirilmesi düşünülmektedir.
Çin’de hükümetin 2000 yılına kadar yerli talebi ve ihracatı arttırmaya yönelik planların hedefine ulaşması için belirlenmiş politikalar, merkezden idare edilen devlet madenlerinin geliştirilmesi yönündedir. Buna göre yeni maden işletmelerinin devreye sokulması ve mevcut işletmelerde de verimliliğin arttırılması söz konusudur. 1997’de yeniden yapılanma gündeme gelmiş olup 14 adet devlet tekelindeki kömür işletmesinin dört grupta birleşmesi öngörülmüştür. Bu gruplar sırasıyla, kömür ticaretinden sorumlu “China Coal Industry Import Export Group”, kömür kullanımıyla ilgili “The China Coal Comprehensive Utility Group”, üretimle ilgili “The China Coal Construction and Development Group” ve maden makine ve ekipmanları ile ilgili “The China Coal Meterials and Equipment Group” dur.
Rusya ve Ukrayna’da yaşanan ekonomik olumsuzluklar nedeniyle bu ülkelerin politikaları ile ilgili yorum yapılamamıştır.
ABD’de kömür, yerli enerji kaynakları içinde en büyük değere sahip olup, fosil enerji kaynakları arasındaki payı %94’dür. ABD’nin üretilebilir kömür rezervleri 1 trilyon varil petrol eşdeğeridir. Ülkenin birincil enerji ihtiyacının %90’ı fosil yakıtlardan elde edilmektedir. ABD ithal edilen petrole bağımlılığı azaltabilmek için yerli enerji kaynaklarının özellikle kömürün üretimine büyük önem vermektedir. ABD’de enerji üretiminde kömür en ucuz yakıt olarak diğer enerji kaynaklarının fiyatlarının ayarlayıcı bir rol oynamaktadır. Temiz Kömür Teknolojilerinin uygulanışı ile elektrik üretiminde kömürden büyük oranda faydanılmaktadır. ABD halen enerjinin %52 sini kömür ile çalışan termik santrallerden sağlamakta ve 2010 yılında bu oranı %62’ye çıkarmanın planlarını yapmakta ve yatırımlarını gerçekleştirmektedir.
ABD’nin Wyoming eyaletindeki büyük linyit rezervleri son 25 yıl içinde, ileri teknolojiler kullanılarak bulunmuştur. Ayrıca, ABD Enerji Bakanlığı, temiz kömür teknolojilerinin gelişmesini sağlayacak bir program çerçevesinde son 10 yıl içinde 6 milyar dolar düzeyinde para harcamış ve temiz kömür üreten prosesler geliştirmiş, temiz kömür üretmek için yatırım yapan şirketlere önemli sübvansiyonlar uygulamıştır. Ayrıca, North Dakota ve Pitsburgh’da yer alan enerji araştırma merkezlerinde çok sayıda yüksek verimli yeni kömür teknolojileri ve kükürt arındırma sistemleri geliştirilmiştir. ABD’de kömürden enerji üretimi için yeni geliştirilen yakma teknolojileri, yüksek kalorili kömürleri yakmayı hedeflemişlerdir. Akışkan yatakta yakma sistemi enerji üretiminde önemli bir yer tutmaktadır.
OECD raporlarına göre, dünya fosil yakıt tüketimi 1993-2010 yılları arasında, yılda %2.2 oranında artış gösterecektir. Bu artışlar genelde jeolojik ve üretim şartları uygun, kömür ihraç eden ülkelerde olmaktadır. Üretimi düşen ülkelerde de açığın önemli bölümü yine kömürle dengelenmektedir.
26 Temmuz 2010 Pazartesi
Linyit - Linyit Nedir? - Linyit Nerelerde Bulunur?
Fosil yakıtlar (petrol, doğalgaz, kömür) sadece enerji hammaddesi değil; aynı zamanda bir çok sanayiinin (boya, plastik, eczacılık, kozmetik, demir-çelik, alüminyum, vs gibi) ana girdilerinin üretildiği hammaddelerdir. Bugünkü tüketim seviyeleri ile, dünya petrol rezervlerinin 40 yıl, doğalgaz rezervlerinin 60 yıl ve linyit rezervlerinin ise 156 yılda tükeneceği tahmin edilmektedir. Bu karşılaştırma, sadece günümüz teknolojileri kullanılarak ekonomik olarak işletilebilecek linyit rezervlerini kapsamaktadır. Düşük kaliteli ve daha derinde bulunan linyitlerin ekonomik olarak değerlendirilmesine olanak sağlayacak gelişmeler dikkate alınmamıştır. Kömür üretimi sermaye ve emek-yoğun bir madencilik türüdür. Ancak, piyasa koşulları ve teknolojideki yenilikler kömür üretim maliyetlerinin son 30 yıl boyunca istikrarlı gitmesini sağlamıştır. Yeni kömür ocaklarının açılması, yeni üretim tekniklerinin geliştirilmesi ve işçilik verimlerinin artması kömür fiyatlarında istikrarın başlıca nedenleri olmuştur. Petrol ve doğalgaz sektöründe, yeni rezervler giderek pazarlardan uzakta hatta okyanusların derinliklerinde bulunabilmektedir. Bu rezervlerin tüketime sunulabilmesi için, boru hattına ve diğer ekipmanlara büyük sermaye yatırımı yapılması gerekmektedir. Buna karşın, Kolombiya, Endonezya ve Avustralya‘daki gibi yeni üretime açılan kömür sahaları, oldukça uygun konum ve jeolojik koşullara sahiptirler. Bu durum, alt yapı giderlerinin ve böylece, üretim maliyetlerinin düşmesine neden olmaktadır. Türkiye kömür rezervleri içinde büyük pay 8,26 milyar ton‘la linyite aittir. Toplam 65,2 milyon ton olan linyit üretiminin 1998 yılı itibariyle %80‘i termik santrallarda, %19‘u ısınma ve sanayide tüketilmiştir. Bunun temel nedeni, dünya linyitleriyle karşılaştırıldığında linyitlerimizin daha düşük ısı değerine sahip olmasıdır.
Tablo 1- Türkiye Enerji Kaynaklarının Üretim ve Tüketimi (1997)
Birincil Enerji Kaynağı
Üretim
Pay (%)
Tüketim
Pay (%)
Taşkömürü (103 ton)
2.513
15.056
Linyit (103 ton)
57.387
48
59.474
30
Asfaltit (103 ton)
29
29
Doğal Gaz (103 m3)
253
1
10.072
13
Petrol (103 ton)
3.457
13
29.176
41
Hidrolik (G kw)
39.816
12
39.816
5
Odun (103 ton)
18.374
20
18.374
8
Hayvan ve Bitki Artıkları (103 ton)
6.574
5
6.574
2
Jeotermal (103 TEP)
115
0
0
Diğer (103 TEP)
1
1
Toplam (103 TEP)
27.687
100
73.257
100
Kaynak : 1. Enerji Şurası Alt Komisyon Raporu (1998)
DÜNYADA MEVCUT DURUM
Avrupa Birliği‘nin 2020 yılı enerji talep projeksiyonunda; enerji kaynakları paylarındaki en büyük artış kömürde görülmektedir. Dünya kömür rezervlerinin ülkeler ve kömür türleri itibariyle dağılımı 1998 yılı değerleriyle Tablo 2‘de verilmiştir.Tablodan görüleceği gibi 992.012.000.000 tonluk dünya kömür rezervinin %51,36‘sı antrasit ve bitümlü kömüre, %48,64‘ü linyit ve alt-bitümlü kömüre aittir. 482.542.000.000 tonluk linyit ve alt-bitümlü kömür rezervinin %73,4‘ü dört ülkede (Almanya %8,9, eski SSCB %27,5, ABD %28,1, Avustralya %8,9) toplanmıştır. 509.470.000.000 tonluk antrasit ve bitümlü kömür rezervinin ise %87,6‘sı altı ülkede (eski SSCB %19,1, Çin %12,2, Hindistan %14,3, ABD %21,9, Güney Afrika Cumhuriyeti %10,9, Avustralya %9,3) toplanmıştır. Dünya kömür tüketiminin ülkeler ve kömür türleri itibariyle dağılımı 1997 yılı değerleriyle Tablo 3‘de verilmiştir. 1997 yılı dünya kömür tüketimine bakıldığında taşkömürünün %73‘lük, kahverengi kömürün ise %27‘lik paya sahip oldukları görülmektedir. En büyük kömür tüketicilerinin Çin (%28,2), ABD (%19,4), Hindistan (%7), Almanya (%5,7), Rusya Federasyonu (%4,7) oldukları görülmektedir. Tablo 3‘den 1997 yılı için kömür tüketiminin sektörel dağılımına bakıldığında termik santraller, sanayi ile teshin ve diğer sektörlerin payları sırasıyla %63, %30,7 ve %6,1 olarak hesaplanmaktadır.
Tablo 2- 1998 Yılı İtibariyle Dünya Kömür Rezervleri (Milyon Ton)
ÜLKELER
Antrasit ve Bitümlü Kömürler
Alt-Bitümlü Kömürler ve Linyit
TOPLAM
AVRUPA
41.643
88.190
129.833
TÜRKİYE
428
8.442
8.870
KUZEY AMERİKA
116.707
139.770
256.477
ORTA ve GÜNEY AMERİKA
7.839
13.735
21.574
ESKİ SSCB
97.476
132.702
230.178
AFRİKA ve ORTA DOĞU
61.355
250
61.605
ASYA PASİFİK ÜLKELERİ
184.450
107.895
292.345
DÜNYA
509.470
482.542
992.012
Kaynak: BP Statistical Review of World Energy (1999)
Tablo 3- 1997 Kömür Türleri İtibariyle Dünya Kömür Tüketimi (1000 Ton)
ÜLKELER
Kokluk Kömürler (a)
Bitümlü Kömürler (b)
Taşköm. (a+b)
Alt-Bitümlü Kömürler (c)
Linyit (d)
Kahverengi Kömürler (c+d)
TOPLAM (a+b+c+d)
AVRUPA
107.737
306.952
414.689
62.351
523.246
585.597
1.000.286
Japonya
67.762
70.042
137.804
137.804
Çin
185.189
1.214.810
1.399.999
1.399.999
Hindistan
14.847
292.263
307.110
23.050
23.050
330.160
Y.Zelanda
247
247
2.036
279
2.315
2.562
A.B.D
27.400
487.232
514.632
325.583
80.943
406.526
921.158
Kanada
4.490
14.412
18.902
25.889
11.636
37.525
56.427
DÜNYA
546.719
2.923.834
3.470.553
453.345
816.905
1.270.250
4.740.803
Kaynak: 1. Energy Statistics of OECD Countries (1999 )
2. Energy Statistics of NON-OECD Countries (1999)
Tablo 4- 1997 İtibariyle Dünya Kömür Tüketiminin Sektörel Dağılımı (1000 Ton)
ÜLKE
TOPLAM TÜKETİM
TERMİK SANTRAL
SANAYİ
TESHİN+DİĞER
Taşkömürü
Kahverengi Kömür
Taşkömürü
Kahverengi Kömür
Taşkömürü
Kahverengi Kömür
AVRUPA
1.000.286
232.347
530.215
157.753
44.149
26.609
11.213
Rusya
224.393
52.728
48.625
62.964
29.363
25.221
5.492
Japonya
137.777
52.947
84.805
25
Çin
1.399.999
56.510
653.651
185.838
Hindistan
330.160
205.530
17.898
101.540
5.132
60
A.B.D
921.158
454.279
398.586
57.473
7.940
2.880
Kanada
56.427
12.420
37.146
6.068
172
414
207
DÜNYA
4.740.803
1.850.139
1.144.412
1.352.863
101.998
267.551
23.840
Kaynak: 1. Energy Statistics of OECD Countries (1999 )
2. Energy Statistics of NON-OECD Countries (1999)
TÜRKİYE‘DE MEVCUT DURUM
Türkiye‘de linyit üretimi, hem yeraltı hem açık ocak işletmecilik yöntemleriyle gerçekleştirilmektedir. Linyit rezervlerinin %75‘i kamu sektörünün, kalan %25‘i özel sektörün kontrolünde olup linyit üretiminin %90‘ı kamu sektörü, %10‘u özel sektöre aittir. Linyit rezervlerinin bulunduğu yerler ve miktarları, üretim işletmeleri ve geliştirilen yıllık üretim miktarları, satış miktarı ve hasılatlar, ürün standart ve özellikleri, ürün satışının sektörel dağılımı, üretim yapan kamu ve özel kuruluşlar, üretim maliyetleri ve satış fiyatları aşağıdaki Tablo‘da gösterilmiştir.
Tablo 5- Yıllar İtibariyle Türkiye Satılabilir Kömür Üretim Miktarları (1000 Ton)
YIL
LİNYİT
ASFALTİT
TKİ+TEAŞ
ÖZEL
TOPLAM
TKİ
ÖZEL
TOPLAM
1980
13.079
1.380
14.469
558
-
558
1985
30.470
5.599
35.869
523
-
523
1990
36.584
7.823
44.407
276
263
539
1991
37.560
5.647
43.207
139
261
400
1992
42.184
6.204
48.388
212
263
475
1993
38.687
7.198
45.885
99
224
323
1994
45.990
5.543
51.533
-
117
117
1995
47.131
5.627
52.758
67
80
146
1996
49.356
4.533
53.889
37
72
109
1997
50.194
7.193
57.387
29
88
117
1998
58.694
6.510
65.204
23
72
93
KAYNAK : TKİ, TEAŞ, ETKB
2000 Yılı verilerine göre 8,38 milyar ton linyit, 81,7 milyon ton asfaltit olmak üzere 8,46 milyar ton rezerv bulunmaktadır. Bu rezervin %34,25‘i TKİ, % 39,89‘u TEAŞ ve %25,86 ‘sı da özel sektör ruhsatlarında bulunmaktadır. Ortalama 170 m‘ye kadar aramaları büyük ölçüde tamamlanan linyit sahalarımızdaki toplam rezervin yaklaşık %65‘inin; jeolojik aramalar, fizibilite çalışmaları ve kömür üretim maliyetleri dikkate alındığında, termik santral amaçlı üretimlerinin ekonomisi bulunmaktadır. Ekonomik olarak üretilmesi mümkün olan bu rezervin ise yaklaşık %61‘i Elbistan havzasında bulunmaktadır. Toplam Türkiye rezervinin %35‘i ise gerek ayrıntılı jeolojik arama çalışmalarının yeterli oranda yapılamadığı, fizibilite çalışması olmayan ya da jeolojik ve fizibilite çalışmaları tam olarak yapılmış ancak zararına işletilen ve işletilecek olan linyit sahaları ile küçük ölçekli üretim kapasitesine sahip özel sektör sahalarında bulunmaktadır. Ekonomik bir şekilde işletmeciliği yapılan ve yapılacak sahalardaki linyit rezervlerin gerek kimyasal özellikleri, gerekse talep itibariyle ağırlıklı olarak değerlendirme alanı termik santrallardır. Kamu sektörü ruhsatlarındaki toplam 6,3 milyar ton rezervin yaklaşık 2 milyar ton‘luk bölümünde üretim faaliyetleri sürdürülmektedir ki bu rezerv miktarı, ekonomik olarak değerlendirme imkanı bulunan ve toplam rezerv içindeki %65‘lik rezerv diliminin %36‘sını kapsamaktadır. Dolayısıyla, ekonomik bir şekilde işletmeciliği yapılabilecek ve termik santrallarda elektrik üretimine yönelik değerlendirilebilecek yaklaşık 3,5 milyar ton rezerv mevcuttur. Mevcut 6.233 MW kurulu gücündeki termik santrallara ilave olarak 10.653 MW gücünde yeni termik santralların tesis edilmesi mümkündür. Ancak, 2x300 MW‘lık Çayırhan 5-6, 2x300 MW‘lık Soma C ve 300 MW‘lık Tunçbilek santrallarının kömürünün yeraltı işletmelerinden karşılanacağı ve kömür üretim maliyetlerinin 50 $/ton seviyesinde olması dikkate alındığında, bu kömür üretim projelerinin ya sübvanse edilmesi, ya özel sektör eliyle 30 $/ton maliyetin altında üretiminin gerçekleştirilmesi, ya da maliyet + kar esasının santral işletmecisi tarafından kabul edilmesi gerekmektedir. Kamu ve özel sektör tarafından yapılması planlanan santralların ilavesi ile linyit kaynaklarına dayalı olarak termik santralların kurulu gücü 16.886 MW‘a ulaşacaktır. Ülkemizde her geçen yıl kömür ve doğal gaz gibi ithal kaynakların kullanımı artarken, ısınma ve sanayi sektöründe yerli kömürlerimizin kullanımı düşmektedir. Yıllar itibariyle petrokok ve kok dahil ısınma ve sanayi sektörü için yapılan kömür, doğal gaz ithalatı ve TKİ tarafından ısınma ve sanayi sektörü kömür satışları Tablo 7‘de verilmektedir. Kamu ve özel sektör kömür üreticileri, gelecek yıllarda yaygın olarak doğal gazın kullanımı ile ısınma ve sanayi sektöründe kömür tüketiminin daha da düşeceği gerçeğinden hareket ederek kömür üretim ve pazarlama politikalarında zorunlu olarak değişikliğe gitmek durumunda kalacaklardır. Isınma ve sanayi sektörüne verilen kömürlerin, gelecekte elektrik üretimi amacıyla tesis edilecek yeni termik santrallarda değerlendirilmeleri yönünde politika ve planlamaların yapılması kaçınılmaz görülmektedir. Aksi takdirde, özellikle ithal kömür ve doğal gaz pazarında yerini korumaya çalışan ve zorlukla ayakta duran özel sektöre ait işletmelerin kapanması, kamu işletmelerinin bilançolarında olumsuzlukların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Aynı havzada üretim faaliyetlerini sürdüren kamu ve özel sektör kömür üreticileri birlikte kurulacak bir termik santralın kömürünü karşılayabilecekleri gibi özel sektör üreticileri de kendi aralarında oluşturacakları organizasyon ile aynı faaliyeti gerçekleştirebilirler. Böyle bir politika ve planlamada kömür üreticileri Manisa, Kütahya, Çorum- Amasya, Balıkesir-Bursa, Erzurum-Erzincan, Eskişehir-Afyon gibi bölgesel bazda konuyu ele alarak tesis edilebilecek termik santralların kömürünün karşılanmasına yönelik bir organizasyona gidebilirler. Böylece, hem atıl durumdaki linyit kaynakları değerlendirilmiş olacak, hem de giderek daralan yerli kömür pazarını koruyup daha da geliştirmiş olacaklardır. Böylece, linyit kaynaklarına dayalı olarak yaklaşık 16.886 MW‘lık termik santral kurulu gücü yaklaşık 20.000 MW‘a ulaşabilecektir. Dolayısıyla, kömür aramalarının , bulunan rezervi temsil edecek kömürün kimyasal analizlerinin, kömür külü içindeki bileşenlerin ve üretim sırasında kömüre karışacak olan kömür taban ve tavanındaki litolojik birimler ile kömür damarı içindeki ara kesmelerin, santral teknolojisinin, santral kömür alma sistemlerinin ,stok sahasındaki kömür homojenizasyonunun, santrale verilecek kömürün üretim ve teslim aşamasındaki yöntem ve teknolojilerin gerek elektrik üretimindeki verimliliğin artırılması ve her türlü kayıbın düşürülmesi, gerekse çevresel problemlerin azaltılması yönünden mevcut ve gelecekte tesis edilecek santrallarda ne derece önemli olduğu ortadadır.
Tablo 6- Termik Santraller
Mevcut ve Planlanan Termik Santraller
Planlanan Termik Santraller
Santral Adı
Gücü (MW)
Kömür Tüketimi
(1000 t/yıl)
Santral Adı
Gücü (MW)
Kömür Tüketimi (1000 t/yıl)
Orhaneli
210
1.560
Çankırı-Orta
125
2.200
Yatağan
630
5.150
Çan
300
1.800
Elbistan A
1.360
17.000
Elbistan B
2.100
27.300
Kangal (1,2)
300
3.600
Konya-Ilgın
500
3.900
Tunçbilek (A+B)
429
2.720
Çayırhan (5,6)
600
4.680
Çayırhan (1,2)
300
1.950
Elbistan C
2.100
27.300
Yeniköy
420
3.860
Elbistan D
2.100
27.300
Kemerköy
630
3.860
Tunçbilek
300
1.875
Soma (A+B)
1.034
8.300
Soma C
600
3.350
Seyitömer
600
5.500
Elbistan A
680
8.400
Çayırhan (3+4)
320
2.300
Gölbaşı
150
1.200
Tufanbeyli
330
3.600
Keles
150
1.200
Göynük
150
1.200
Saray
210
1.700
Silopi(Asfaltit)
100
312
Kangal (3)
158
1.800
TOPLAM
6.233
55.800
TOPLAM
10.653
119.117
GENEL TOPLAM
16.886
174.917
Kaynak : VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Fosil Yakıtlardan Elektrik Üretimi Komisyonu Raporu, 2000
Kabuller : Tunçbilek A ve Soma A Santrallerinin 2010 yılında devre dışı kalacağı,
Santrallerin yılda 6.500 saat çalışacağı öngörülmüştür.
Tablo 7- KÖMÜR VE DOĞALGAZ İTHALATININ GELİŞİMİ
YIL
Kömür İthalatı (1000 Ton)
Doğal Gaz (Milyon m3)
TKİ Satış Miktarı (ton)
1990
6.033
3.257
10.138
1991
6.637
4.035
9.492
1992
6.179
4.437
9.696
1993
6.687
4.954
8.754
1994
6.525
5.375
6.265
1995
7.061
6.859
7.818
1996
6.987
7.837
7.953
1997
11.924
9.885
6.872
1998
11.555
9.896
6.168
1999
13.939
12.368
4.800
Kaynak : ETKB İstatistikleri, TKİ Faaliyet Raporları
Üretilemeyen elektrik enerjisinin nedenlerinin ortaya konabilmesi için kömürün arama aşamasından yakılmasına kadar mevcut ve gelecekte tesis edilecek santrallar yönünden analiz edilmesinde yarar görülmektedir. Kömür kalitesi ve miktarından kaynaklanan nedenlerle her geçen yıl üretilemeyen elektrik enerjisi miktarında artışlar görülmektedir. Kömüre dayalı termik santralların toplamında yılda yaklaşık 5,5 milyar KWh elektrik üretilememiştir. Bu üretilemeyen elektrik miktarı yaklaşık 1.000 MW‘lık kurulu güce eşdeğerdir. Kısaca, yakıttan kaynaklanan üretim düşüklüğünü ikame edebilmek için 1000 MW gücünde yeni bir sanralın tesisini gündeme getirmektedir ki, bu güçte yeni bir santralın kurulması da maden + santral olarak yaklaşık 1,5 milyar $‘lık bir yatırım yapılmasını gerektirmektedir. Ülkemizin yaşadığı elektrik kısıntıları dikkate alındığında, konunun ne derece önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.
TÜRKİYE KÖMÜR İŞLETMELERİ KURUMU
Türkiye Kömür İşletmeleri 1957 yılında, 6974 sayılı yasa ile kurulmuş olup çalışmalarını 8 Haziran 1984 tarih ve 233 sayılı KHK esaslarına göre düzenlenen ana statü hükümleri çerçevesinde yurt sathına yayılmış 15 işletmesi eliyle yürütmektedir. Kuruluş kanunundaki görevleri devletin genel enerji ve yakıt politikalarına uygun olarak linyit, bitümlü şist, asfaltit gibi enerji hammaddelerini üretmek, değerlendirmek, ülkenin ihtiyaçlarını karşılamak, yurt ekonomisine azami katkıda bulunmak, plan ve programlar oluşturmak ve takip etmek, uygulama stratejilerini tespit etmek ve geliştirilmesini sağlamaktır.
Madenlerin devletleştirilmesi sürecine bağlı olarak TKİ, 1980‘li yılların başından itibaren ülkenin içinde bulunduğu enerji krizini aşabilmek amacıyla linyit sektöründe havza madenciliğini geliştirerek ısınma-sanayii ve elektrik sektörünün kömür talebini karşılamak amacıyla birçok linyit sahalarını projelendirerek işletmeye almıştır.
TKİ, 1978-2000 döneminde toplam 6.233 MW güce ulaşan ve 54 milyon ton kömür tüketen ve bu kömür karşılığı olarak (2000 yılı rakamlarıyla) 34 milyon kwh elektrik üreten termik santralların ve piyasanın kömür talebini karşılayacak şekilde faaliyetlerini sürdürmüştür. 1990‘lı yıllardan itibaren KİT‘lerin Hazine üzerindeki yükünü azaltmak, etkin kaynak kullanımını sağlamak, serbestçe oluşan fiyatlarla rekabet edebilmek, daha etkin hizmet edebilmek için TKİ çalışmalarını sürdürmektedir. 2002 yıl başı itibariyle, ülkemizin 8,6 milyar ton linyit ve 80 milyon ton asfaltit olmak üzere 8,34 milyar ton kömür (taşkömürü hariç) rezervi bulunmaktadır. Bu rezervin % 30,6‘sı TKİ, % 45‘i EÜAŞ, % 24,4‘ü ise özel sektör ruhsatlarında bulunmaktadır. TKİ, gerek kamu gerekse özel sektör katılımı ile ülke ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde; zamanında, yeterli, güvenilir ve ekonomik olarak işletmecilik faaliyetlerini sürdürmektedir. TKİ, 1970‘li yıllardan itibaren yatırımlarını gittikçe arttırmış, işletmelerinde modern iş makinaları kullanarak üretimini talepler doğrultusunda sürdürmektedir. Üretiminin % 90‘ını açık işletmelerden, % 10‘u yer altı işletmelerinden sağlamaktadır. Açık işletmelerde yılda yaklaşık 200 m3 dekapaj gerçekleştirilmekte olup bunun yaklaşık % 50‘si özel sektör eliyle yapılmaktadır. Bazı işletmelerde açık işletme rezervleri 10-15 yıl sonra tükenecektir. Belli dönemlerde, madencilik üretim teknolojilerindeki gelişmeler dikkate alınarak yer altı olarak üretimi planlanan rezervlerin bir bölümünün açık işletme ile üretilmesine yönelik planlamalar yapılarak projelendirilmektedir. Yer altı üretimlerini geliştirmek amacıyla 1980 ve 1990‘lı yıllarda Çayırhan, Tunçbilek ve Soma‘da yer altı mekanizasyon projeleri devreye alınmıştır. Gelecekte bazı bölgelerdeki açık işletme üretimlerini de rezerv tüketimlerini dengelemek amacıyla yeni yer altı projelerinin devreye alınması hedeflenmektedir. TKİ tarafından işletmeye alınmış tüm kömür üretim projelerinde, ısınma ve sanayiinin kömür talebi de dikkate alınmıştır. Özellikle büyük şehirlerimizde yaşanılan hava kirliliğinin bir sonucu olarak mahalli çevre kurullarının yakıt standartlarına getirdiği sınırlamalar, 1986 yılından itibaren ısınma ve sanayii amaçlı kömür ithalatı başlamış, 1987 yılından sonra da doğalgaz ithalatı başlamıştır. 1987 yılında TKİ ısınma ve sanayiye yaklaşık 12 milyon ton kömür satmıştır. 2001 yılı sonu itibariyle ısınma ve sanayiye satışlarda 1987 yılına göre 8 milyon ton pazar kaybı (doğalgaz ve ithal kömür ikamesi ile) olmuştur. Özellikle ısınma ve sanayiye daha temiz, ısıl değeri yüksek, külü düşük kömür verebilmek için TKİ, Tunçbilek‘teki 3 milyon ton/yıl kapasiteli mevcut lavvar tesisine ilave olarak kapasitesini 6 milyon ton/yıl‘a çıkarmıştır. Soma‘da 1995 yılında 3 milyon ton/yıl, Çorum-Dodurga‘da 1997 yılında 200 bin ton/yıl kapasiteli özel sektörce tesis edilen lavvarlarda halen kömür yıkama ve paketleme faaliyetleri devam etmektedir. Bunun yanında, çevre ile uyum sağlayacak iyileştirmelerden biri de açık işletmelerde kömürü aldıktan sonra iç döküm yapılarak kazanılan araziler ve dış döküm sahaları ağaçlandırılmaktadır. 1978 yılından beri sürdürülen çalışmalar kapsamında bugüne kadar yaklaşık 1.500 hektarlık alanda rekültivasyon çalışmaları yapılarak 2,5 milyon adet ağaç dikilmiştir. 2001 yılı sonu itibariyle, TKİ‘de 2.784 memur ve 13.597 işçi olmak üzere toplam 16.381 personel istihdam edilmektedir. TKİ, 1994 yılından itibaren sürekli kâr eden ve 1998 yılında 500 sanayii kuruluşu içinde kârlılıkta birinci sırada yer almış bir kuruluştur. Üretim maliyetleri içerisinde en büyük pay işçilikten gelmektedir. 1988 yılında 33.202 personeli olan TKİ‘nin 2001 sonu itibariyle 12.680 personel (emeklilik ve başka kurumlara geçiş nedeniyle) azalması olmuştur. TKİ‘nin idame projeleri yanında 2003 ve 2004 yıllarında işletmeye alacağı iki önemli projesi bulunmaktadır. Bu projelerden 2,3 milyon ton/yıl kapasiteli Çan Tevzii Projesi ile 2x160 MW gücündeki Çan Termik Santrali ve 2,5 milyon ton/yıl kapasiteli Soma Eynes açık işletme projesi ile Soma B 1-4 Termik Santrali projeleridir. Tablo 8 saha bazında TKİ‘nin ve Türkiye linyit ve asfaltit rezervleri verilmektedir. TKİ‘nin uzun vadeli satılabilir üretim hedefi yaklaşık 38 milyon ton/yıl‘dır. Bu üretimin % 87‘si termik santrallara, % 13‘ü piyasa satışı olarak hedeflenmiştir. TKİ, 1985 yılında ağırlığı santrallara yönelik yatırımlar nedeniyle ton başına 11$ yatırım yapmış olup, 2000‘li yıllarda bu yatırım 0,2 $/tona düşmüştür. Bu yatırım düşüklüğünün en önemli nedeni yeni kömür projelerinin (santral ve piyasa amaçlı) devreye alınamaması, sadece idame ve yenileme yapılmasından kaynaklanmaktadır.
TÜRKİYE KÖMÜR İŞLETMELERİ (TKİ)‘NİN SORUNLARI
1999 yılına kadar 3x210 MW gücündeki Kemerköy Termik Santralı‘nın kömür ihtiyacının karşılanacağı Hüsamlar Kömür Sahası‘ndan kömür üretimi yapılamamış, bu nedenle, bu Santralın kömürü Milas - Sekköy‘den temin edilmiştir. Hüsamlar Sahası‘nın işletmeye açılamaması nedenlerinin başında, ETKB‘nca bu sahanın özel sektör eliyle işletilmesi düşüncesiyle yatırımların yapılamayışı, 3096 sayılı Yap İşlet Devret Yasası itibariyle
Tablo 8 - 2002 Yılı Türkiye Linyit-Asfaltit Rezerv Tablosu
İŞLETMELER
REZERV (1000 Ton)
KİMYASAL ÖZELLİKLER*
Mümkün
Muhtemel
Görünür
Hazır
Toplam
Nem
Kül
S
U.M
AID(Kcal/kg)
ADL
Dodurga
2.465
14.300
50
16.815
23
23
1,6
39
3.150
Ayva
7.430
6.590
14.020
23
46
1,4
22
1.470
Evlik
2.255
2.255
32
25
1,7
27
2.290
Orta
50.710
50.710
48
26
0,6
17
1.090
Toplam
9.895
73.855
50
83.800
OLİ
Balkaya
585
0
695
12
41
0,6
22
3.240
Karakütük
479
32
20
531
10
35
2,6
35
3.700
Toplam
479
617
130
1.226
DLİ
Aşkale
80
90
170
16
38
3,7
42
3.400
İspir
1.558
Tablo 1- Türkiye Enerji Kaynaklarının Üretim ve Tüketimi (1997)
Birincil Enerji Kaynağı
Üretim
Pay (%)
Tüketim
Pay (%)
Taşkömürü (103 ton)
2.513
15.056
Linyit (103 ton)
57.387
48
59.474
30
Asfaltit (103 ton)
29
29
Doğal Gaz (103 m3)
253
1
10.072
13
Petrol (103 ton)
3.457
13
29.176
41
Hidrolik (G kw)
39.816
12
39.816
5
Odun (103 ton)
18.374
20
18.374
8
Hayvan ve Bitki Artıkları (103 ton)
6.574
5
6.574
2
Jeotermal (103 TEP)
115
0
0
Diğer (103 TEP)
1
1
Toplam (103 TEP)
27.687
100
73.257
100
Kaynak : 1. Enerji Şurası Alt Komisyon Raporu (1998)
DÜNYADA MEVCUT DURUM
Avrupa Birliği‘nin 2020 yılı enerji talep projeksiyonunda; enerji kaynakları paylarındaki en büyük artış kömürde görülmektedir. Dünya kömür rezervlerinin ülkeler ve kömür türleri itibariyle dağılımı 1998 yılı değerleriyle Tablo 2‘de verilmiştir.Tablodan görüleceği gibi 992.012.000.000 tonluk dünya kömür rezervinin %51,36‘sı antrasit ve bitümlü kömüre, %48,64‘ü linyit ve alt-bitümlü kömüre aittir. 482.542.000.000 tonluk linyit ve alt-bitümlü kömür rezervinin %73,4‘ü dört ülkede (Almanya %8,9, eski SSCB %27,5, ABD %28,1, Avustralya %8,9) toplanmıştır. 509.470.000.000 tonluk antrasit ve bitümlü kömür rezervinin ise %87,6‘sı altı ülkede (eski SSCB %19,1, Çin %12,2, Hindistan %14,3, ABD %21,9, Güney Afrika Cumhuriyeti %10,9, Avustralya %9,3) toplanmıştır. Dünya kömür tüketiminin ülkeler ve kömür türleri itibariyle dağılımı 1997 yılı değerleriyle Tablo 3‘de verilmiştir. 1997 yılı dünya kömür tüketimine bakıldığında taşkömürünün %73‘lük, kahverengi kömürün ise %27‘lik paya sahip oldukları görülmektedir. En büyük kömür tüketicilerinin Çin (%28,2), ABD (%19,4), Hindistan (%7), Almanya (%5,7), Rusya Federasyonu (%4,7) oldukları görülmektedir. Tablo 3‘den 1997 yılı için kömür tüketiminin sektörel dağılımına bakıldığında termik santraller, sanayi ile teshin ve diğer sektörlerin payları sırasıyla %63, %30,7 ve %6,1 olarak hesaplanmaktadır.
Tablo 2- 1998 Yılı İtibariyle Dünya Kömür Rezervleri (Milyon Ton)
ÜLKELER
Antrasit ve Bitümlü Kömürler
Alt-Bitümlü Kömürler ve Linyit
TOPLAM
AVRUPA
41.643
88.190
129.833
TÜRKİYE
428
8.442
8.870
KUZEY AMERİKA
116.707
139.770
256.477
ORTA ve GÜNEY AMERİKA
7.839
13.735
21.574
ESKİ SSCB
97.476
132.702
230.178
AFRİKA ve ORTA DOĞU
61.355
250
61.605
ASYA PASİFİK ÜLKELERİ
184.450
107.895
292.345
DÜNYA
509.470
482.542
992.012
Kaynak: BP Statistical Review of World Energy (1999)
Tablo 3- 1997 Kömür Türleri İtibariyle Dünya Kömür Tüketimi (1000 Ton)
ÜLKELER
Kokluk Kömürler (a)
Bitümlü Kömürler (b)
Taşköm. (a+b)
Alt-Bitümlü Kömürler (c)
Linyit (d)
Kahverengi Kömürler (c+d)
TOPLAM (a+b+c+d)
AVRUPA
107.737
306.952
414.689
62.351
523.246
585.597
1.000.286
Japonya
67.762
70.042
137.804
137.804
Çin
185.189
1.214.810
1.399.999
1.399.999
Hindistan
14.847
292.263
307.110
23.050
23.050
330.160
Y.Zelanda
247
247
2.036
279
2.315
2.562
A.B.D
27.400
487.232
514.632
325.583
80.943
406.526
921.158
Kanada
4.490
14.412
18.902
25.889
11.636
37.525
56.427
DÜNYA
546.719
2.923.834
3.470.553
453.345
816.905
1.270.250
4.740.803
Kaynak: 1. Energy Statistics of OECD Countries (1999 )
2. Energy Statistics of NON-OECD Countries (1999)
Tablo 4- 1997 İtibariyle Dünya Kömür Tüketiminin Sektörel Dağılımı (1000 Ton)
ÜLKE
TOPLAM TÜKETİM
TERMİK SANTRAL
SANAYİ
TESHİN+DİĞER
Taşkömürü
Kahverengi Kömür
Taşkömürü
Kahverengi Kömür
Taşkömürü
Kahverengi Kömür
AVRUPA
1.000.286
232.347
530.215
157.753
44.149
26.609
11.213
Rusya
224.393
52.728
48.625
62.964
29.363
25.221
5.492
Japonya
137.777
52.947
84.805
25
Çin
1.399.999
56.510
653.651
185.838
Hindistan
330.160
205.530
17.898
101.540
5.132
60
A.B.D
921.158
454.279
398.586
57.473
7.940
2.880
Kanada
56.427
12.420
37.146
6.068
172
414
207
DÜNYA
4.740.803
1.850.139
1.144.412
1.352.863
101.998
267.551
23.840
Kaynak: 1. Energy Statistics of OECD Countries (1999 )
2. Energy Statistics of NON-OECD Countries (1999)
TÜRKİYE‘DE MEVCUT DURUM
Türkiye‘de linyit üretimi, hem yeraltı hem açık ocak işletmecilik yöntemleriyle gerçekleştirilmektedir. Linyit rezervlerinin %75‘i kamu sektörünün, kalan %25‘i özel sektörün kontrolünde olup linyit üretiminin %90‘ı kamu sektörü, %10‘u özel sektöre aittir. Linyit rezervlerinin bulunduğu yerler ve miktarları, üretim işletmeleri ve geliştirilen yıllık üretim miktarları, satış miktarı ve hasılatlar, ürün standart ve özellikleri, ürün satışının sektörel dağılımı, üretim yapan kamu ve özel kuruluşlar, üretim maliyetleri ve satış fiyatları aşağıdaki Tablo‘da gösterilmiştir.
Tablo 5- Yıllar İtibariyle Türkiye Satılabilir Kömür Üretim Miktarları (1000 Ton)
YIL
LİNYİT
ASFALTİT
TKİ+TEAŞ
ÖZEL
TOPLAM
TKİ
ÖZEL
TOPLAM
1980
13.079
1.380
14.469
558
-
558
1985
30.470
5.599
35.869
523
-
523
1990
36.584
7.823
44.407
276
263
539
1991
37.560
5.647
43.207
139
261
400
1992
42.184
6.204
48.388
212
263
475
1993
38.687
7.198
45.885
99
224
323
1994
45.990
5.543
51.533
-
117
117
1995
47.131
5.627
52.758
67
80
146
1996
49.356
4.533
53.889
37
72
109
1997
50.194
7.193
57.387
29
88
117
1998
58.694
6.510
65.204
23
72
93
KAYNAK : TKİ, TEAŞ, ETKB
2000 Yılı verilerine göre 8,38 milyar ton linyit, 81,7 milyon ton asfaltit olmak üzere 8,46 milyar ton rezerv bulunmaktadır. Bu rezervin %34,25‘i TKİ, % 39,89‘u TEAŞ ve %25,86 ‘sı da özel sektör ruhsatlarında bulunmaktadır. Ortalama 170 m‘ye kadar aramaları büyük ölçüde tamamlanan linyit sahalarımızdaki toplam rezervin yaklaşık %65‘inin; jeolojik aramalar, fizibilite çalışmaları ve kömür üretim maliyetleri dikkate alındığında, termik santral amaçlı üretimlerinin ekonomisi bulunmaktadır. Ekonomik olarak üretilmesi mümkün olan bu rezervin ise yaklaşık %61‘i Elbistan havzasında bulunmaktadır. Toplam Türkiye rezervinin %35‘i ise gerek ayrıntılı jeolojik arama çalışmalarının yeterli oranda yapılamadığı, fizibilite çalışması olmayan ya da jeolojik ve fizibilite çalışmaları tam olarak yapılmış ancak zararına işletilen ve işletilecek olan linyit sahaları ile küçük ölçekli üretim kapasitesine sahip özel sektör sahalarında bulunmaktadır. Ekonomik bir şekilde işletmeciliği yapılan ve yapılacak sahalardaki linyit rezervlerin gerek kimyasal özellikleri, gerekse talep itibariyle ağırlıklı olarak değerlendirme alanı termik santrallardır. Kamu sektörü ruhsatlarındaki toplam 6,3 milyar ton rezervin yaklaşık 2 milyar ton‘luk bölümünde üretim faaliyetleri sürdürülmektedir ki bu rezerv miktarı, ekonomik olarak değerlendirme imkanı bulunan ve toplam rezerv içindeki %65‘lik rezerv diliminin %36‘sını kapsamaktadır. Dolayısıyla, ekonomik bir şekilde işletmeciliği yapılabilecek ve termik santrallarda elektrik üretimine yönelik değerlendirilebilecek yaklaşık 3,5 milyar ton rezerv mevcuttur. Mevcut 6.233 MW kurulu gücündeki termik santrallara ilave olarak 10.653 MW gücünde yeni termik santralların tesis edilmesi mümkündür. Ancak, 2x300 MW‘lık Çayırhan 5-6, 2x300 MW‘lık Soma C ve 300 MW‘lık Tunçbilek santrallarının kömürünün yeraltı işletmelerinden karşılanacağı ve kömür üretim maliyetlerinin 50 $/ton seviyesinde olması dikkate alındığında, bu kömür üretim projelerinin ya sübvanse edilmesi, ya özel sektör eliyle 30 $/ton maliyetin altında üretiminin gerçekleştirilmesi, ya da maliyet + kar esasının santral işletmecisi tarafından kabul edilmesi gerekmektedir. Kamu ve özel sektör tarafından yapılması planlanan santralların ilavesi ile linyit kaynaklarına dayalı olarak termik santralların kurulu gücü 16.886 MW‘a ulaşacaktır. Ülkemizde her geçen yıl kömür ve doğal gaz gibi ithal kaynakların kullanımı artarken, ısınma ve sanayi sektöründe yerli kömürlerimizin kullanımı düşmektedir. Yıllar itibariyle petrokok ve kok dahil ısınma ve sanayi sektörü için yapılan kömür, doğal gaz ithalatı ve TKİ tarafından ısınma ve sanayi sektörü kömür satışları Tablo 7‘de verilmektedir. Kamu ve özel sektör kömür üreticileri, gelecek yıllarda yaygın olarak doğal gazın kullanımı ile ısınma ve sanayi sektöründe kömür tüketiminin daha da düşeceği gerçeğinden hareket ederek kömür üretim ve pazarlama politikalarında zorunlu olarak değişikliğe gitmek durumunda kalacaklardır. Isınma ve sanayi sektörüne verilen kömürlerin, gelecekte elektrik üretimi amacıyla tesis edilecek yeni termik santrallarda değerlendirilmeleri yönünde politika ve planlamaların yapılması kaçınılmaz görülmektedir. Aksi takdirde, özellikle ithal kömür ve doğal gaz pazarında yerini korumaya çalışan ve zorlukla ayakta duran özel sektöre ait işletmelerin kapanması, kamu işletmelerinin bilançolarında olumsuzlukların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Aynı havzada üretim faaliyetlerini sürdüren kamu ve özel sektör kömür üreticileri birlikte kurulacak bir termik santralın kömürünü karşılayabilecekleri gibi özel sektör üreticileri de kendi aralarında oluşturacakları organizasyon ile aynı faaliyeti gerçekleştirebilirler. Böyle bir politika ve planlamada kömür üreticileri Manisa, Kütahya, Çorum- Amasya, Balıkesir-Bursa, Erzurum-Erzincan, Eskişehir-Afyon gibi bölgesel bazda konuyu ele alarak tesis edilebilecek termik santralların kömürünün karşılanmasına yönelik bir organizasyona gidebilirler. Böylece, hem atıl durumdaki linyit kaynakları değerlendirilmiş olacak, hem de giderek daralan yerli kömür pazarını koruyup daha da geliştirmiş olacaklardır. Böylece, linyit kaynaklarına dayalı olarak yaklaşık 16.886 MW‘lık termik santral kurulu gücü yaklaşık 20.000 MW‘a ulaşabilecektir. Dolayısıyla, kömür aramalarının , bulunan rezervi temsil edecek kömürün kimyasal analizlerinin, kömür külü içindeki bileşenlerin ve üretim sırasında kömüre karışacak olan kömür taban ve tavanındaki litolojik birimler ile kömür damarı içindeki ara kesmelerin, santral teknolojisinin, santral kömür alma sistemlerinin ,stok sahasındaki kömür homojenizasyonunun, santrale verilecek kömürün üretim ve teslim aşamasındaki yöntem ve teknolojilerin gerek elektrik üretimindeki verimliliğin artırılması ve her türlü kayıbın düşürülmesi, gerekse çevresel problemlerin azaltılması yönünden mevcut ve gelecekte tesis edilecek santrallarda ne derece önemli olduğu ortadadır.
Tablo 6- Termik Santraller
Mevcut ve Planlanan Termik Santraller
Planlanan Termik Santraller
Santral Adı
Gücü (MW)
Kömür Tüketimi
(1000 t/yıl)
Santral Adı
Gücü (MW)
Kömür Tüketimi (1000 t/yıl)
Orhaneli
210
1.560
Çankırı-Orta
125
2.200
Yatağan
630
5.150
Çan
300
1.800
Elbistan A
1.360
17.000
Elbistan B
2.100
27.300
Kangal (1,2)
300
3.600
Konya-Ilgın
500
3.900
Tunçbilek (A+B)
429
2.720
Çayırhan (5,6)
600
4.680
Çayırhan (1,2)
300
1.950
Elbistan C
2.100
27.300
Yeniköy
420
3.860
Elbistan D
2.100
27.300
Kemerköy
630
3.860
Tunçbilek
300
1.875
Soma (A+B)
1.034
8.300
Soma C
600
3.350
Seyitömer
600
5.500
Elbistan A
680
8.400
Çayırhan (3+4)
320
2.300
Gölbaşı
150
1.200
Tufanbeyli
330
3.600
Keles
150
1.200
Göynük
150
1.200
Saray
210
1.700
Silopi(Asfaltit)
100
312
Kangal (3)
158
1.800
TOPLAM
6.233
55.800
TOPLAM
10.653
119.117
GENEL TOPLAM
16.886
174.917
Kaynak : VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Fosil Yakıtlardan Elektrik Üretimi Komisyonu Raporu, 2000
Kabuller : Tunçbilek A ve Soma A Santrallerinin 2010 yılında devre dışı kalacağı,
Santrallerin yılda 6.500 saat çalışacağı öngörülmüştür.
Tablo 7- KÖMÜR VE DOĞALGAZ İTHALATININ GELİŞİMİ
YIL
Kömür İthalatı (1000 Ton)
Doğal Gaz (Milyon m3)
TKİ Satış Miktarı (ton)
1990
6.033
3.257
10.138
1991
6.637
4.035
9.492
1992
6.179
4.437
9.696
1993
6.687
4.954
8.754
1994
6.525
5.375
6.265
1995
7.061
6.859
7.818
1996
6.987
7.837
7.953
1997
11.924
9.885
6.872
1998
11.555
9.896
6.168
1999
13.939
12.368
4.800
Kaynak : ETKB İstatistikleri, TKİ Faaliyet Raporları
Üretilemeyen elektrik enerjisinin nedenlerinin ortaya konabilmesi için kömürün arama aşamasından yakılmasına kadar mevcut ve gelecekte tesis edilecek santrallar yönünden analiz edilmesinde yarar görülmektedir. Kömür kalitesi ve miktarından kaynaklanan nedenlerle her geçen yıl üretilemeyen elektrik enerjisi miktarında artışlar görülmektedir. Kömüre dayalı termik santralların toplamında yılda yaklaşık 5,5 milyar KWh elektrik üretilememiştir. Bu üretilemeyen elektrik miktarı yaklaşık 1.000 MW‘lık kurulu güce eşdeğerdir. Kısaca, yakıttan kaynaklanan üretim düşüklüğünü ikame edebilmek için 1000 MW gücünde yeni bir sanralın tesisini gündeme getirmektedir ki, bu güçte yeni bir santralın kurulması da maden + santral olarak yaklaşık 1,5 milyar $‘lık bir yatırım yapılmasını gerektirmektedir. Ülkemizin yaşadığı elektrik kısıntıları dikkate alındığında, konunun ne derece önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.
TÜRKİYE KÖMÜR İŞLETMELERİ KURUMU
Türkiye Kömür İşletmeleri 1957 yılında, 6974 sayılı yasa ile kurulmuş olup çalışmalarını 8 Haziran 1984 tarih ve 233 sayılı KHK esaslarına göre düzenlenen ana statü hükümleri çerçevesinde yurt sathına yayılmış 15 işletmesi eliyle yürütmektedir. Kuruluş kanunundaki görevleri devletin genel enerji ve yakıt politikalarına uygun olarak linyit, bitümlü şist, asfaltit gibi enerji hammaddelerini üretmek, değerlendirmek, ülkenin ihtiyaçlarını karşılamak, yurt ekonomisine azami katkıda bulunmak, plan ve programlar oluşturmak ve takip etmek, uygulama stratejilerini tespit etmek ve geliştirilmesini sağlamaktır.
Madenlerin devletleştirilmesi sürecine bağlı olarak TKİ, 1980‘li yılların başından itibaren ülkenin içinde bulunduğu enerji krizini aşabilmek amacıyla linyit sektöründe havza madenciliğini geliştirerek ısınma-sanayii ve elektrik sektörünün kömür talebini karşılamak amacıyla birçok linyit sahalarını projelendirerek işletmeye almıştır.
TKİ, 1978-2000 döneminde toplam 6.233 MW güce ulaşan ve 54 milyon ton kömür tüketen ve bu kömür karşılığı olarak (2000 yılı rakamlarıyla) 34 milyon kwh elektrik üreten termik santralların ve piyasanın kömür talebini karşılayacak şekilde faaliyetlerini sürdürmüştür. 1990‘lı yıllardan itibaren KİT‘lerin Hazine üzerindeki yükünü azaltmak, etkin kaynak kullanımını sağlamak, serbestçe oluşan fiyatlarla rekabet edebilmek, daha etkin hizmet edebilmek için TKİ çalışmalarını sürdürmektedir. 2002 yıl başı itibariyle, ülkemizin 8,6 milyar ton linyit ve 80 milyon ton asfaltit olmak üzere 8,34 milyar ton kömür (taşkömürü hariç) rezervi bulunmaktadır. Bu rezervin % 30,6‘sı TKİ, % 45‘i EÜAŞ, % 24,4‘ü ise özel sektör ruhsatlarında bulunmaktadır. TKİ, gerek kamu gerekse özel sektör katılımı ile ülke ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde; zamanında, yeterli, güvenilir ve ekonomik olarak işletmecilik faaliyetlerini sürdürmektedir. TKİ, 1970‘li yıllardan itibaren yatırımlarını gittikçe arttırmış, işletmelerinde modern iş makinaları kullanarak üretimini talepler doğrultusunda sürdürmektedir. Üretiminin % 90‘ını açık işletmelerden, % 10‘u yer altı işletmelerinden sağlamaktadır. Açık işletmelerde yılda yaklaşık 200 m3 dekapaj gerçekleştirilmekte olup bunun yaklaşık % 50‘si özel sektör eliyle yapılmaktadır. Bazı işletmelerde açık işletme rezervleri 10-15 yıl sonra tükenecektir. Belli dönemlerde, madencilik üretim teknolojilerindeki gelişmeler dikkate alınarak yer altı olarak üretimi planlanan rezervlerin bir bölümünün açık işletme ile üretilmesine yönelik planlamalar yapılarak projelendirilmektedir. Yer altı üretimlerini geliştirmek amacıyla 1980 ve 1990‘lı yıllarda Çayırhan, Tunçbilek ve Soma‘da yer altı mekanizasyon projeleri devreye alınmıştır. Gelecekte bazı bölgelerdeki açık işletme üretimlerini de rezerv tüketimlerini dengelemek amacıyla yeni yer altı projelerinin devreye alınması hedeflenmektedir. TKİ tarafından işletmeye alınmış tüm kömür üretim projelerinde, ısınma ve sanayiinin kömür talebi de dikkate alınmıştır. Özellikle büyük şehirlerimizde yaşanılan hava kirliliğinin bir sonucu olarak mahalli çevre kurullarının yakıt standartlarına getirdiği sınırlamalar, 1986 yılından itibaren ısınma ve sanayii amaçlı kömür ithalatı başlamış, 1987 yılından sonra da doğalgaz ithalatı başlamıştır. 1987 yılında TKİ ısınma ve sanayiye yaklaşık 12 milyon ton kömür satmıştır. 2001 yılı sonu itibariyle ısınma ve sanayiye satışlarda 1987 yılına göre 8 milyon ton pazar kaybı (doğalgaz ve ithal kömür ikamesi ile) olmuştur. Özellikle ısınma ve sanayiye daha temiz, ısıl değeri yüksek, külü düşük kömür verebilmek için TKİ, Tunçbilek‘teki 3 milyon ton/yıl kapasiteli mevcut lavvar tesisine ilave olarak kapasitesini 6 milyon ton/yıl‘a çıkarmıştır. Soma‘da 1995 yılında 3 milyon ton/yıl, Çorum-Dodurga‘da 1997 yılında 200 bin ton/yıl kapasiteli özel sektörce tesis edilen lavvarlarda halen kömür yıkama ve paketleme faaliyetleri devam etmektedir. Bunun yanında, çevre ile uyum sağlayacak iyileştirmelerden biri de açık işletmelerde kömürü aldıktan sonra iç döküm yapılarak kazanılan araziler ve dış döküm sahaları ağaçlandırılmaktadır. 1978 yılından beri sürdürülen çalışmalar kapsamında bugüne kadar yaklaşık 1.500 hektarlık alanda rekültivasyon çalışmaları yapılarak 2,5 milyon adet ağaç dikilmiştir. 2001 yılı sonu itibariyle, TKİ‘de 2.784 memur ve 13.597 işçi olmak üzere toplam 16.381 personel istihdam edilmektedir. TKİ, 1994 yılından itibaren sürekli kâr eden ve 1998 yılında 500 sanayii kuruluşu içinde kârlılıkta birinci sırada yer almış bir kuruluştur. Üretim maliyetleri içerisinde en büyük pay işçilikten gelmektedir. 1988 yılında 33.202 personeli olan TKİ‘nin 2001 sonu itibariyle 12.680 personel (emeklilik ve başka kurumlara geçiş nedeniyle) azalması olmuştur. TKİ‘nin idame projeleri yanında 2003 ve 2004 yıllarında işletmeye alacağı iki önemli projesi bulunmaktadır. Bu projelerden 2,3 milyon ton/yıl kapasiteli Çan Tevzii Projesi ile 2x160 MW gücündeki Çan Termik Santrali ve 2,5 milyon ton/yıl kapasiteli Soma Eynes açık işletme projesi ile Soma B 1-4 Termik Santrali projeleridir. Tablo 8 saha bazında TKİ‘nin ve Türkiye linyit ve asfaltit rezervleri verilmektedir. TKİ‘nin uzun vadeli satılabilir üretim hedefi yaklaşık 38 milyon ton/yıl‘dır. Bu üretimin % 87‘si termik santrallara, % 13‘ü piyasa satışı olarak hedeflenmiştir. TKİ, 1985 yılında ağırlığı santrallara yönelik yatırımlar nedeniyle ton başına 11$ yatırım yapmış olup, 2000‘li yıllarda bu yatırım 0,2 $/tona düşmüştür. Bu yatırım düşüklüğünün en önemli nedeni yeni kömür projelerinin (santral ve piyasa amaçlı) devreye alınamaması, sadece idame ve yenileme yapılmasından kaynaklanmaktadır.
TÜRKİYE KÖMÜR İŞLETMELERİ (TKİ)‘NİN SORUNLARI
1999 yılına kadar 3x210 MW gücündeki Kemerköy Termik Santralı‘nın kömür ihtiyacının karşılanacağı Hüsamlar Kömür Sahası‘ndan kömür üretimi yapılamamış, bu nedenle, bu Santralın kömürü Milas - Sekköy‘den temin edilmiştir. Hüsamlar Sahası‘nın işletmeye açılamaması nedenlerinin başında, ETKB‘nca bu sahanın özel sektör eliyle işletilmesi düşüncesiyle yatırımların yapılamayışı, 3096 sayılı Yap İşlet Devret Yasası itibariyle
Tablo 8 - 2002 Yılı Türkiye Linyit-Asfaltit Rezerv Tablosu
İŞLETMELER
REZERV (1000 Ton)
KİMYASAL ÖZELLİKLER*
Mümkün
Muhtemel
Görünür
Hazır
Toplam
Nem
Kül
S
U.M
AID(Kcal/kg)
ADL
Dodurga
2.465
14.300
50
16.815
23
23
1,6
39
3.150
Ayva
7.430
6.590
14.020
23
46
1,4
22
1.470
Evlik
2.255
2.255
32
25
1,7
27
2.290
Orta
50.710
50.710
48
26
0,6
17
1.090
Toplam
9.895
73.855
50
83.800
OLİ
Balkaya
585
0
695
12
41
0,6
22
3.240
Karakütük
479
32
20
531
10
35
2,6
35
3.700
Toplam
479
617
130
1.226
DLİ
Aşkale
80
90
170
16
38
3,7
42
3.400
İspir
1.558
Maden İhaleleri - Maden İhale Yönetmeliği - Maden İhale İlanları
Resmi Gazete Tarihi: 02.10.1996
Resmi Gazete Sayısı: 22775
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İhale Yönetmeliği (02.10.1996 tarih 22775 sayılı Resmi Gazete 15.06.1997 tarih 23020 sayılı Resmi Gazetede değişik)
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından:
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
Amaç ve Kapsam
MADDE 1 - Bu yönetmelik;
a) 3213 sayılı Maden Kanunu hükümlerine göre herhangi bir sebeple hükümden düşmüş, terkedilmiş, feshedilmiş önişletme ve işletme ruhsatlı sahalarla önişletme ve işletme ruhsatı safhasında taksir edilmiş alanların,
b) (Değişiklik 15.06.1997 tarih ve 23020 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.)3213 sayılı Maden Kanunu‘nun ilgili geçici maddeleri gereğince ihaleye çıkarılması gereken sahaların,
c) 3213 sayılı Maden Kanunu‘nun 36. maddesi kapsamına giren, işletme ruhsatı sona eren sahalardan çıkarılmış fakat satılmamış cevher, pasa, bakiye yığınları ile cürufların ihale edilmesine ilişkin usül, esas ve işlemler ile arama ruhsatından düşmüş, terkedilmiş yada bu safhada taksir edilmiş alanların ilan suretiyle aramaları açık hale getirilmesine ilişkin işlemleri düzenler.
Hukuki Dayanak
MADDE 2- Bu yönetmelik 3213 sayılı Maden Kanunu esasları doğrultusunda hazırlanmıştır.
Yetki
MADDE 3- Bu yönetmelik gereği yapılacak ihale ve ilanlardan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü yetkilidir.
Usül
MADDE 4- İhaleler "Açık Artırma" usulü ile yapılır. Bu usülde müracaatçılar İhale Komisyonu önünde tekliflerini sırayla ve sözlü olarak belirtirler.
İhaleye Katılma Şartları
MADDE 5- İhalelere daha önce yapılan ilan süresi içinde müracaatta bulunanlardan durumları 3213 sayılı Maden Kanunu‘nun 6. maddesinde belirtilen şartlara uyan gerçek ve tüzel kişiler katılır.
İhale Şartnamesi
MADDE 6- İhale şartnameleri, ihale konusu işlerin her türlü özelliğini belirtecek şekilde Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nce hazırlanır.
Müracaatçılar Bakanlığın takdir ettiği bedel karşılığında şartnameyi Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nden alır.
Bu şartnamelerde işin mahiyetine göre konulacak özel ve teknik şartlardan başka genel olarak aşağıdaki hususların da gösterilmesi zorunludur:
a) İhaleye esas olan saha veya cevher, pasa, bakiye yığını ve cürufların niteliği ve çeşidi ile alanı yada miktarı,
b) İhaleye esas olan saha veya cevher, pasa, bakiye yığınları ve cürufların ili, pafta adı ve koordinatları,
c) İhaleye esas olan sahanın taban ihale bedeli ve geçici teminat miktarı,
d) Cevher, pasa, bakiye yığını ve cürufların taban ihale bedeli ve geçici teminat miktarı, cevher, pasa, bakiye yığını ve cüruflardan alınacak geçici teminat, belirlenen bedelinin % 5‘i kadardır,
e) İhalenin yapılacağı yer, gün ve saati,
f) İsteklilerde aranılan şartlar ve belgeler,
g) Bakanlığın ihaleyi yapıp yapmamakta veya ertelemekte ve uygun bedeli tespitte serbest olduğu,
h) Maden Kanunu‘nun 36. maddesine göre ihaleye çıkarılan cevher, pasa, bakiye yığını ile cüruflardan alınacak Devlet Hakkının tespitine ait usül ve şartlar,
ı) İhale teminatı, İhale bedeli, ruhsat harcı ve ruhsat teminatının ödeme yerleri ile ödeme süreleri,
i) İhtilafların çözüm şekli ve yeri.
İKİNCİ BÖLÜM
İhale İşlemleri
İhale Komisyonu
MADDE 7- İhale Komisyonu Maden İşleri Genel Müdürü ve Genel Müdürün görevlendireceği dört üye olmak üzere toplam beş kişiden oluşur.
Yetki Devri
MADDE 8- Genel Müdür, komisyon başkanlığı yetkisini gerekli gördüğü hallerde Genel Müdür yardımcılarından veya daire başkanlarından birine devredebilir.
Komisyonun Çalışma Usulleri
MADDE 9- İhale komisyonu eksiksiz toplanır ve kararlar çoğunlukla alınır.
Kararlarda çekimser kalınmaz.
Muhalif kalan üye karşı oy gerekçesini karar altına yazarak imzalar.
İhale İşleminin Sonuçlanması
MADDE 10- (Değişiklik 15.06.1997 tarih ve 23020 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. )İhale Komisyonunca yapılan ihale, Bakanlık makamı onayı ile kesinleşir.
İhale İşlem Dosyasında Bulunması Gereken Belgeler
MADDE 11- İhaleye çıkarılan sahalar ve cevher, pasa, bakiye yığınları ile cüruflar için ihalesi yapılacak konu çeşidine göre ayrı ayrı olmak üzere ilgili şube müdürlüğünce bir dosya hazırlanır.
Hazırlanacak bu dosya içerisinde aşağıdaki belgeler bulunur:
a) İhalelerin yapılmasına ilişkin Bakanlık Makamı Olur‘u,
b) İhale ilanı,
c) İhale konusu saha veya cevher, pasa, bakiye yığını ve cürufun taban ihale bedelini gösteren belge,
d) Gerçek kişilere ait onaylı nüfus cüzdanı örneği, vekillerin noterden düzenlenmiş vekaletnameleri,
e) Maden Kanunu‘nun 6. maddesindeki koşulları taşıyan tüzel kişilere ait kuruluş ve yetki belgelerinin aslı veya noterden tasdikli suretleri,
f) Tüzel kişileri temsilen ihaleye katılmak üzere yetkili kılınan kişi veya kişilerin yetki belgeleri ve imza sirküleri,
g) Diğer kamu kurum, kuruluş ve idarelerinin yetkili kurullarının ihaleye katılma kararları ile katılan yetkili personeli gösterir belgeler.
İlan
MADDE 12- (Değişiklik 15.06.1997 tarih ve 23020 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.)İhale ilanlarında uyulması gereken esaslar şunlardır:
a) Maden Kanunu‘nun 22. maddesi kapsamında ihaleye açılan sahalar Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nde ve ilgili vilayetlerde 60 gün süre ile ilan edilir. Bu ilanda ihaleye açılan sahalarla ilgili açıklayıcı bilgiler ile açık artırma tarihlerinin ne zaman ilan edileceği belirtilir.
1- İlan süresi içinde hiç başvuru yapılmayan sahalar bu süre sonunda aramalara açık hale getirilir.
2- İlan süresi içinde birden fazla başvuru yapılmış olan sahalar için, ilan süresi bitiminden itibaren bir ay içinde hazırlanacak bir programla açık artırma tarihleri belirlenir ve Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nde ilan edilir. Bu ilanda belirtilen program çerçevesinde yapılacak ihaleler sonucunda hak sahiplerine arama ruhsatları verilir.
b) Maden Kanunu‘nun 30. maddesi kapsamında ihaleye açılan sahalar Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nde ve ilgili vilayetlerde üç ay süre ile ilan edilir. Bu ilanda ihaleye açılan sahaların ihale tarihleri de belirtilir.
1- Üç aylık ilan süresi içinde hiç başvuru yapılmayan sahalar bu süre sonunda aramalara açık hale getirilir.
2- İlan süresi içinde birden fazla başvuru yapılmış olan sahaların ihaleleri ilanda belirtilen tarihte yapılır. İhaleye açılan sahalarla ilgili açıklayıcı bilgileri içeren kısa bir ilanda Resmi Gazete‘de yapılır. han süresi içinde tek başvuru yapılmış olup, harç ve teminatı, verilen 15 gün süre içinde yatırılmış olan sahalar için Maden Arama Ruhsatı verilir. Bu süre içinde harç ve teminat yatırmayan müracaatçıların ruhsat hakları düşer.
c) Maden Kanunu‘nun 36. maddesi kapsamında ihaleye çıkarılan cevher, pasa, bakiye yığınları ve cürufların ihaleleri, Resmi Gazete‘de yayımlanacak bir ilanla ilgililere duyurulduğu gibi, Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nde ve cevher pasa, bakiye yığınları ve cürufların bulunduğu vilayetlerde de bir ay süre ile ilan edilir.
d) Maden Kanunu‘nun ilgili maddeleri gereğince ihaleye açılan saha ya da cevher, pasa, bakiye yığınları ve cürufların ihalelerine katılmak isteyenlerin süresi içinde usulüne uygun başvuruda bulunmaları zorunludur.
İlanda Yer Alacak Hususlar
MADDE 13- İlanda yer alacak hususlar şunlardır:
1- İhaleye konu yada ilan suretiyle aramalara açılacak sahaların ili, ilçesi, bucak veya köy ismi, saha erişim numarası, koordinatları, alanı,
2- Cevher, pasa, bakiye yığınları ve cürufların ili, ilçesi, köy veya bucağı, miktarı ve özelliği ile bulunduğu koordinatlar,
3- İhale Şartnamesinin Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nden ücret karşılığında alınabileceği,
4- İhalenin yapılacağı yada tekliflerin alınacağı gün ve saat ile ihale yeri.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İhalelerde Açık Artırma Usulünün Uygulanması
MADDE 14- İlanda belirtilen ihale tarihi ve saatinde ihalenin yapılacağı yere müracaat sahipleri alınır. Açık artırma usulünün uygulanması aşağıdaki şekilde olur:
a) İhale Komisyonu, müracaat sahiplerinin belgelerini ve geçici teminat verip vermediklerini inceleyerek kimlerin açık artırmaya katılabileceklerini belirler ve bildirir.
b) İhaleye katılamayacakların belge ve geçici teminatlarının geri verilmesi kararlaştırılır. Bu işlemler müracaatçılar önünde bir tutanakla tespit edilerek açık artırmaya katılamayacaklar ihale salonundan çıkarılır.
c) (Değişiklik 12.10.2000 tarihli Resmi Gazete’de yapılmıştır.)İhale salonunda oturma yerleri ve söz alma sıraları açık arttırmaya geçilmeden önce İhale Komisyonunca çekilecek kur’a ile belirlenir ve İhale Komisyon tutanağı bu sıraya göre düzenlenir. Aynı numaralı sahaya aynı kişi veya şirket tarafından birden fazla müraacatta bulunulmuş ise, ihalede bu müracaatçıların tek müracaat numarası esas alınarak kur’aya tabi tutulur ve tek söz hakkı tanınır.
ç) Yapılan artırmalar. İhale Komisyonu Başkanı‘nca değerlendirme formuna sıra ile yazdırılarak, teklif sahiplerine imzalattırılır.
d) Açık artırmadan çekilen müracaatçıların bu durumları değerlendirme formuna yazılarak imzaları alınır. İlgilinin imzadan çekinmesi halinde bu durum İhale Komisyonu‘nca ayrı bir tutanakla belirlenir.
e) Sözlü son teklifler arasından en yüksek teklifi veren ihaleyi kazanır.
f) Ancak, açık artırma usulüyle yapılan bir ihalenin mutat süresini aşması ve daha da uzayacağının tespiti halinde, isteklilerden son tekliflerini yazılı olarak vermeleri istenir. İhaleden çekilmiş olanlar yazılı teklif veremezler.
Yazılı son teklifler arasından en yüksek teklif sahibi olan ihaleyi kazanır. Yazılı son tekliflerin eşit olması halinde eşit teklif verenlerden teklif edilen miktar üzerinde yeniden teklif vermeleri istenir.
Bu durumda da eşitliğin bozulmaması durumunda ad çekme suretiyle ihaleyi kazanan belirlenir ve ihale karara bağlanır.
g) İhaleyi kazanan dışında, ikinci en yüksek yazılı teklifi verenler arasında da eşitlik olması halinde (f) bendindeki usul uygulanır.
h) Şartname ve tutanak ihaleye katılanlara imzalattırılır.
ı) (Mülga 15.06.1997 tarih ve 23020 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.)Yürürlükten kaldırılmıştır.
İhalenin Ertelenmesi
MADDE 15- Maden İşleri Genel Müdürlüğü gerekli gördüğü hallerde ihaleyi erteleyebilir. Bu durumda ertelenen ihaleye daha önce başvuruda bulunanlar katılacaktır.
Saha Yada Cevher, Pasa, Bakiye Yığını ve Cüruflara Talip Çıkmaması
MADDE 16- (Değişiklik 15.06.1997 tarih ve 23020 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.) İhaleye talip çıkmaması halinde Maden Kanunu‘nun 22. maddesinin ikinci fıkrası ile 30. maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.
İlan süresi içinde başvuru olmakla birlikte katılımın gerçekleşmemesi, müracaatçıların vermesi gereken belgelerin eksik olması veya uygun bulunmaması veya ihale sonuçlandıktan sonra ihale bedelinin yatırılmaması halinde ihale yapılmamış kabul edilerek söz konusu sahalar yeniden ihale programına alınır. İhale üzerinde kaldığı halde ihale bedelini yatırmayanlar, bir yıl süre ile hiç bir ihaleye katılamazlar.
İhaleye çıkarılan cevher, pasa, bakiye yığını ve cürufların birinci fıkraya göre ihalesinin yapılmaması veya ihaleden sonra alınmaması durumunda Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün belirleyeceği bir tarihte yeniden ihaleye çıkarılır.
İhaleye Tek Kişinin Katılması
MADDE 17- İhaleye katılması gereken gerçek ve tüzel kişilerin birden fazla olmasına rağmen ihaleye tek kişinin katılması halinde, taban ihale bedelinden az olmamak şartıyla o kişinin ihale konusu saha için taban ihale bedeli yerine teklif edebileceği en yüksek bedelle ihale işlemi tamamlanır.
İhaleden Feragat
MADDE 18- İhaleye katılması gereken gerçek ve tüzel kişilerin birden fazla olmasına rağmen ihaleden önce yapılan feragatler nedeniyle istekli sayısının teke düşmesi halinde o saha taban ihale bedeli ile ruhsat harç ve teminatı alınmak suretiyle, Müsteşar Yardımcılığı’nın onayı alınarak taliplisi adına ruhsata bağlanır.
Geçici Teminat Miktarının Tespiti
MADDE 19- Maden sahalarının ihale geçici teminat miktarları; saha alanı ile arama birim teminatının çarpımından oluşan bedelin, teminat katsayısı ile çarpılmasıyla hesaplanır. Teminat katsayısı mermer ve maden sahaları için ayrı ayrı olmak üzere her yıl Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nce belirlenir.
Geçici teminat = Saha alanı (Hektar) x Arama birim teminatı (TL) x Teminat katsayısı
Herhangi bir sebeple işletme hakkı sona eren sahalardan çıkarılmış fakat satılmamış olan cevherler, pasa bakiye yığınları ile cürufların ihalesinde ihaleye konu asgari geçici teminat bedeli günün şartlarına göre Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nce tespit olunarak ilanla duyurulur.
Arama birim teminatı: Madencilik faaliyetlerinde Kanun hükümlerine ve tekniğe uygun çalışmayı temin amacı ile arama ruhsatlı sahalar için her yıl Maliye Bakanlığınca belirlenerek hektar başına alınan ve nakit karşılığı olan geçici ödemedir.
Taban İhale Bedelinin Tespiti
MADDE 20- Taban ihale bedeli aşağıdaki şekilde tespit edilir:
1- Taban ihale bedeli; saha alanı ile hektar başına alınan arama birim teminatının çarpılması ile bulunur.
2- Cevher, pasa, bakiye yığını ve cürufların ihalesinde taban ihale bedeli, günün şartlarına göre Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nce belirlenir.
Artırma Miktarı ve Şekli
MADDE 21-(Değişiklik 15.06.1997 tarih ve 23020 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.) İhalede yapılacak her artırmanın alt sınırı ihaleye çıkarılacak saha veya cevher, pasa bakiye yığını ve cüruflar için Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nce hazırlanacak şartnamede gösterilir.
İhaleye katılan müracaatçıların sıra ile ve her biri diğerinin verdiği fiyatı duyduktan satıra daha yüksek fiyat vermek suretiyle teklifte bulunmaları gerekir.
"Yapılan her artırma taban ihale bedelinin 1/2 (yarısı)sinden az olamaz."
Tekliflerin Değerlendirilmesi
MADDE 22- (Değişiklik 15.06.1997 tarih ve 23020 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.)
1- İhalede verilen teklifler İhale Komisyonunca değerlendirilerek en yüksek teklifi verenden başlamak suretiyle her müracaatçıya ihale bedelini yatırması için beşer iş günü süre verilir. Kendisinden önceki müracaatçının ihale bedelini yatırmaması nedeniyle ihale bedelini yatırma sırası kendisine gelen müracaatçılar teklif ettikleri ihale bedelini beş iş günü içinde Madencilik Fonu Gelir Hesabına, ruhsat harç ve teminatını da 15 gün içinde ilgili yerlere yatırmak zorundadırlar.
2- İhaleyi kazanan şahıs kendisine verilen süre içinde ihale bedelini, 15 gün içinde de harç ve teminatını yatırması halinde ruhsat almaya hak kazanır. Bu mükellefiyet yerine getirilmediği takdirde ruhsat hakkını kaybeder ve ihale teminatı Madencilik Fonu Gelir Hesabına irad kaydedilir.
3- İhale edilen saha yada cevher, pasa, bakiye yığını ve cürufların ihale bedelinin yatırılmaması durumunda, ihale edilen saha yada cevher, pasa, bakiye yığını ve cüruflar sırasıyla diğer isteklilere teklif edilir.
4- İhale bedeli Madencilik Fonu Gelir Hesabına yatırılıncaya kadar diğer taleplilerin ihale teminatları iade edilmeyerek bekletilir. İhale bedelinin Madencilik Fonu Gelir Hesabına yatırılmasından sonra sıralamada ondan sonra gelen taleplilerin ihale teminatları iade edilir.
5- İhalede verilen en yüksek ihale bedelinin Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nde belirlenecek oranın altında kalan teklifler değerlendirmeye alınmaz ve bu teklifleri veren müracaatçıların ihale teminatları iade edilir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Yasaklar ve Sorumluluklar
Yasak Fiil ve Sorumluluklar
MADDE 23- Bu Yönetmelik kapsamında yer alan ihalelerin hazırlanması ve sonuçlanmasında;
1- Maden Kanunu ve Yönetmeliğine aykırı davranan ve buna teşebbüs eden,
2- Hile, desise, vait, tehdit, nüfus kullanma ve çıkar sağlama suretiyle yada başka yollarla ihaleye fesat karıştıran veya buna teşebbüs eden,
3- İşlemlerde sahte belge veren veya kullanmaya teşebbüs edenler, hakkında hukuki ve cezai takibat yapılır.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Tebligat
MADDE 24- Bu Yönetmelik kapsamındaki ihalelerle ilgili her türlü tebligat, Tebligat Kanunu ve Tebligat Nizamnamesi hükümlerine göre yapılır.
Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
Yürürlük
MADDE 25- Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 26- Bu Yönetmelik hükümlerini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı yürütür.
Ek Madde 1- 3213 sayılı Maden Kanunu‘nun geçici 1. maddesine göre, değişik koordinatlarla yapılmış olan müracaatların bulundukları 1/25.000 ölçekli paftalar üzerinde belirlenen çakışmalı alanlarının ihalelerine müracaatı o alana kısmen veya tamamen tekabül eden tüm müracaat sahipleri katılır.
İhalenin yapılacağı tarih, bu müracaat sahiplerinin başvuru dilekçelerinde belirtilen adreslerine bildirilir. Müracaat dilekçesindeki yazılı adresi değişmiş olduğu halde adres değişikliğini Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘ne bildirmemiş olan müracaatçıların bilinen adreslerine yapılan tebligatlar geçerli sayılır. Ayrıca hangi paftanın hangi tarihte ihalesinin yapılacağı Resmi Gazete‘de yapılacak bir ilanla ilgililere duyurulur.
Müracaatçılar ihaleye katılmak için başvuru alanlarına göre bu Yönetmelikte belirtilen esaslar dahilinde hesaplanan geçici teminatlarını yatırmak zorundadırlar.
Bu Yönetmeliğin 14. maddesinde belirtilen şekilde yapılacak açık artırma usulü ile müracaatçıların kendi müracaat alanları için teklif ettikleri birim ihale bedeli belirlenir.
İhale sonucunda, iştirakçilerin hak sağladıkları ruhsat alanlarına ödeyecekleri ihale bedelleri Alan (hektar), teklif edilen birim ihale bedeli (TL/hektar), şeklinde hesaplanır.
Çakışmalı alanlarda ilk ruhsat hakkı en yüksek birim ihale bedelini teklif eden müracaatçıya verilir.
Birinci sırada ruhsat hakkını kazanan müracaatçıya verilecek ruhsat alanı dışında kalan alanların ruhsatlandırılmasında da birim tekliflerdeki sıralamaya göre işlem yapılır.
MEVZUAT BÖLÜMÜNÜN KURALLARI:
Burada yer alan içerik sadece siz ziyaretçilerimize mesleğimizle ilgili tüm mevzuata toplu olarak erişim sağlamak amacıyla derlenmiştir. Mevzuat bölümü güncel tutulmaya çalışılmaktadır. Ancak hukuki sorunların önemini dikkate alarak lütfen ayrıntılı ve güncel mevzuat için www.yargitay.gov.tr veya www.danistay.gov.tr adreslerini ziyaret ediniz.
Resmi Gazete Sayısı: 22775
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İhale Yönetmeliği (02.10.1996 tarih 22775 sayılı Resmi Gazete 15.06.1997 tarih 23020 sayılı Resmi Gazetede değişik)
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından:
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
Amaç ve Kapsam
MADDE 1 - Bu yönetmelik;
a) 3213 sayılı Maden Kanunu hükümlerine göre herhangi bir sebeple hükümden düşmüş, terkedilmiş, feshedilmiş önişletme ve işletme ruhsatlı sahalarla önişletme ve işletme ruhsatı safhasında taksir edilmiş alanların,
b) (Değişiklik 15.06.1997 tarih ve 23020 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.)3213 sayılı Maden Kanunu‘nun ilgili geçici maddeleri gereğince ihaleye çıkarılması gereken sahaların,
c) 3213 sayılı Maden Kanunu‘nun 36. maddesi kapsamına giren, işletme ruhsatı sona eren sahalardan çıkarılmış fakat satılmamış cevher, pasa, bakiye yığınları ile cürufların ihale edilmesine ilişkin usül, esas ve işlemler ile arama ruhsatından düşmüş, terkedilmiş yada bu safhada taksir edilmiş alanların ilan suretiyle aramaları açık hale getirilmesine ilişkin işlemleri düzenler.
Hukuki Dayanak
MADDE 2- Bu yönetmelik 3213 sayılı Maden Kanunu esasları doğrultusunda hazırlanmıştır.
Yetki
MADDE 3- Bu yönetmelik gereği yapılacak ihale ve ilanlardan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü yetkilidir.
Usül
MADDE 4- İhaleler "Açık Artırma" usulü ile yapılır. Bu usülde müracaatçılar İhale Komisyonu önünde tekliflerini sırayla ve sözlü olarak belirtirler.
İhaleye Katılma Şartları
MADDE 5- İhalelere daha önce yapılan ilan süresi içinde müracaatta bulunanlardan durumları 3213 sayılı Maden Kanunu‘nun 6. maddesinde belirtilen şartlara uyan gerçek ve tüzel kişiler katılır.
İhale Şartnamesi
MADDE 6- İhale şartnameleri, ihale konusu işlerin her türlü özelliğini belirtecek şekilde Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nce hazırlanır.
Müracaatçılar Bakanlığın takdir ettiği bedel karşılığında şartnameyi Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nden alır.
Bu şartnamelerde işin mahiyetine göre konulacak özel ve teknik şartlardan başka genel olarak aşağıdaki hususların da gösterilmesi zorunludur:
a) İhaleye esas olan saha veya cevher, pasa, bakiye yığını ve cürufların niteliği ve çeşidi ile alanı yada miktarı,
b) İhaleye esas olan saha veya cevher, pasa, bakiye yığınları ve cürufların ili, pafta adı ve koordinatları,
c) İhaleye esas olan sahanın taban ihale bedeli ve geçici teminat miktarı,
d) Cevher, pasa, bakiye yığını ve cürufların taban ihale bedeli ve geçici teminat miktarı, cevher, pasa, bakiye yığını ve cüruflardan alınacak geçici teminat, belirlenen bedelinin % 5‘i kadardır,
e) İhalenin yapılacağı yer, gün ve saati,
f) İsteklilerde aranılan şartlar ve belgeler,
g) Bakanlığın ihaleyi yapıp yapmamakta veya ertelemekte ve uygun bedeli tespitte serbest olduğu,
h) Maden Kanunu‘nun 36. maddesine göre ihaleye çıkarılan cevher, pasa, bakiye yığını ile cüruflardan alınacak Devlet Hakkının tespitine ait usül ve şartlar,
ı) İhale teminatı, İhale bedeli, ruhsat harcı ve ruhsat teminatının ödeme yerleri ile ödeme süreleri,
i) İhtilafların çözüm şekli ve yeri.
İKİNCİ BÖLÜM
İhale İşlemleri
İhale Komisyonu
MADDE 7- İhale Komisyonu Maden İşleri Genel Müdürü ve Genel Müdürün görevlendireceği dört üye olmak üzere toplam beş kişiden oluşur.
Yetki Devri
MADDE 8- Genel Müdür, komisyon başkanlığı yetkisini gerekli gördüğü hallerde Genel Müdür yardımcılarından veya daire başkanlarından birine devredebilir.
Komisyonun Çalışma Usulleri
MADDE 9- İhale komisyonu eksiksiz toplanır ve kararlar çoğunlukla alınır.
Kararlarda çekimser kalınmaz.
Muhalif kalan üye karşı oy gerekçesini karar altına yazarak imzalar.
İhale İşleminin Sonuçlanması
MADDE 10- (Değişiklik 15.06.1997 tarih ve 23020 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. )İhale Komisyonunca yapılan ihale, Bakanlık makamı onayı ile kesinleşir.
İhale İşlem Dosyasında Bulunması Gereken Belgeler
MADDE 11- İhaleye çıkarılan sahalar ve cevher, pasa, bakiye yığınları ile cüruflar için ihalesi yapılacak konu çeşidine göre ayrı ayrı olmak üzere ilgili şube müdürlüğünce bir dosya hazırlanır.
Hazırlanacak bu dosya içerisinde aşağıdaki belgeler bulunur:
a) İhalelerin yapılmasına ilişkin Bakanlık Makamı Olur‘u,
b) İhale ilanı,
c) İhale konusu saha veya cevher, pasa, bakiye yığını ve cürufun taban ihale bedelini gösteren belge,
d) Gerçek kişilere ait onaylı nüfus cüzdanı örneği, vekillerin noterden düzenlenmiş vekaletnameleri,
e) Maden Kanunu‘nun 6. maddesindeki koşulları taşıyan tüzel kişilere ait kuruluş ve yetki belgelerinin aslı veya noterden tasdikli suretleri,
f) Tüzel kişileri temsilen ihaleye katılmak üzere yetkili kılınan kişi veya kişilerin yetki belgeleri ve imza sirküleri,
g) Diğer kamu kurum, kuruluş ve idarelerinin yetkili kurullarının ihaleye katılma kararları ile katılan yetkili personeli gösterir belgeler.
İlan
MADDE 12- (Değişiklik 15.06.1997 tarih ve 23020 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.)İhale ilanlarında uyulması gereken esaslar şunlardır:
a) Maden Kanunu‘nun 22. maddesi kapsamında ihaleye açılan sahalar Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nde ve ilgili vilayetlerde 60 gün süre ile ilan edilir. Bu ilanda ihaleye açılan sahalarla ilgili açıklayıcı bilgiler ile açık artırma tarihlerinin ne zaman ilan edileceği belirtilir.
1- İlan süresi içinde hiç başvuru yapılmayan sahalar bu süre sonunda aramalara açık hale getirilir.
2- İlan süresi içinde birden fazla başvuru yapılmış olan sahalar için, ilan süresi bitiminden itibaren bir ay içinde hazırlanacak bir programla açık artırma tarihleri belirlenir ve Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nde ilan edilir. Bu ilanda belirtilen program çerçevesinde yapılacak ihaleler sonucunda hak sahiplerine arama ruhsatları verilir.
b) Maden Kanunu‘nun 30. maddesi kapsamında ihaleye açılan sahalar Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nde ve ilgili vilayetlerde üç ay süre ile ilan edilir. Bu ilanda ihaleye açılan sahaların ihale tarihleri de belirtilir.
1- Üç aylık ilan süresi içinde hiç başvuru yapılmayan sahalar bu süre sonunda aramalara açık hale getirilir.
2- İlan süresi içinde birden fazla başvuru yapılmış olan sahaların ihaleleri ilanda belirtilen tarihte yapılır. İhaleye açılan sahalarla ilgili açıklayıcı bilgileri içeren kısa bir ilanda Resmi Gazete‘de yapılır. han süresi içinde tek başvuru yapılmış olup, harç ve teminatı, verilen 15 gün süre içinde yatırılmış olan sahalar için Maden Arama Ruhsatı verilir. Bu süre içinde harç ve teminat yatırmayan müracaatçıların ruhsat hakları düşer.
c) Maden Kanunu‘nun 36. maddesi kapsamında ihaleye çıkarılan cevher, pasa, bakiye yığınları ve cürufların ihaleleri, Resmi Gazete‘de yayımlanacak bir ilanla ilgililere duyurulduğu gibi, Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nde ve cevher pasa, bakiye yığınları ve cürufların bulunduğu vilayetlerde de bir ay süre ile ilan edilir.
d) Maden Kanunu‘nun ilgili maddeleri gereğince ihaleye açılan saha ya da cevher, pasa, bakiye yığınları ve cürufların ihalelerine katılmak isteyenlerin süresi içinde usulüne uygun başvuruda bulunmaları zorunludur.
İlanda Yer Alacak Hususlar
MADDE 13- İlanda yer alacak hususlar şunlardır:
1- İhaleye konu yada ilan suretiyle aramalara açılacak sahaların ili, ilçesi, bucak veya köy ismi, saha erişim numarası, koordinatları, alanı,
2- Cevher, pasa, bakiye yığınları ve cürufların ili, ilçesi, köy veya bucağı, miktarı ve özelliği ile bulunduğu koordinatlar,
3- İhale Şartnamesinin Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nden ücret karşılığında alınabileceği,
4- İhalenin yapılacağı yada tekliflerin alınacağı gün ve saat ile ihale yeri.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İhalelerde Açık Artırma Usulünün Uygulanması
MADDE 14- İlanda belirtilen ihale tarihi ve saatinde ihalenin yapılacağı yere müracaat sahipleri alınır. Açık artırma usulünün uygulanması aşağıdaki şekilde olur:
a) İhale Komisyonu, müracaat sahiplerinin belgelerini ve geçici teminat verip vermediklerini inceleyerek kimlerin açık artırmaya katılabileceklerini belirler ve bildirir.
b) İhaleye katılamayacakların belge ve geçici teminatlarının geri verilmesi kararlaştırılır. Bu işlemler müracaatçılar önünde bir tutanakla tespit edilerek açık artırmaya katılamayacaklar ihale salonundan çıkarılır.
c) (Değişiklik 12.10.2000 tarihli Resmi Gazete’de yapılmıştır.)İhale salonunda oturma yerleri ve söz alma sıraları açık arttırmaya geçilmeden önce İhale Komisyonunca çekilecek kur’a ile belirlenir ve İhale Komisyon tutanağı bu sıraya göre düzenlenir. Aynı numaralı sahaya aynı kişi veya şirket tarafından birden fazla müraacatta bulunulmuş ise, ihalede bu müracaatçıların tek müracaat numarası esas alınarak kur’aya tabi tutulur ve tek söz hakkı tanınır.
ç) Yapılan artırmalar. İhale Komisyonu Başkanı‘nca değerlendirme formuna sıra ile yazdırılarak, teklif sahiplerine imzalattırılır.
d) Açık artırmadan çekilen müracaatçıların bu durumları değerlendirme formuna yazılarak imzaları alınır. İlgilinin imzadan çekinmesi halinde bu durum İhale Komisyonu‘nca ayrı bir tutanakla belirlenir.
e) Sözlü son teklifler arasından en yüksek teklifi veren ihaleyi kazanır.
f) Ancak, açık artırma usulüyle yapılan bir ihalenin mutat süresini aşması ve daha da uzayacağının tespiti halinde, isteklilerden son tekliflerini yazılı olarak vermeleri istenir. İhaleden çekilmiş olanlar yazılı teklif veremezler.
Yazılı son teklifler arasından en yüksek teklif sahibi olan ihaleyi kazanır. Yazılı son tekliflerin eşit olması halinde eşit teklif verenlerden teklif edilen miktar üzerinde yeniden teklif vermeleri istenir.
Bu durumda da eşitliğin bozulmaması durumunda ad çekme suretiyle ihaleyi kazanan belirlenir ve ihale karara bağlanır.
g) İhaleyi kazanan dışında, ikinci en yüksek yazılı teklifi verenler arasında da eşitlik olması halinde (f) bendindeki usul uygulanır.
h) Şartname ve tutanak ihaleye katılanlara imzalattırılır.
ı) (Mülga 15.06.1997 tarih ve 23020 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.)Yürürlükten kaldırılmıştır.
İhalenin Ertelenmesi
MADDE 15- Maden İşleri Genel Müdürlüğü gerekli gördüğü hallerde ihaleyi erteleyebilir. Bu durumda ertelenen ihaleye daha önce başvuruda bulunanlar katılacaktır.
Saha Yada Cevher, Pasa, Bakiye Yığını ve Cüruflara Talip Çıkmaması
MADDE 16- (Değişiklik 15.06.1997 tarih ve 23020 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.) İhaleye talip çıkmaması halinde Maden Kanunu‘nun 22. maddesinin ikinci fıkrası ile 30. maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.
İlan süresi içinde başvuru olmakla birlikte katılımın gerçekleşmemesi, müracaatçıların vermesi gereken belgelerin eksik olması veya uygun bulunmaması veya ihale sonuçlandıktan sonra ihale bedelinin yatırılmaması halinde ihale yapılmamış kabul edilerek söz konusu sahalar yeniden ihale programına alınır. İhale üzerinde kaldığı halde ihale bedelini yatırmayanlar, bir yıl süre ile hiç bir ihaleye katılamazlar.
İhaleye çıkarılan cevher, pasa, bakiye yığını ve cürufların birinci fıkraya göre ihalesinin yapılmaması veya ihaleden sonra alınmaması durumunda Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün belirleyeceği bir tarihte yeniden ihaleye çıkarılır.
İhaleye Tek Kişinin Katılması
MADDE 17- İhaleye katılması gereken gerçek ve tüzel kişilerin birden fazla olmasına rağmen ihaleye tek kişinin katılması halinde, taban ihale bedelinden az olmamak şartıyla o kişinin ihale konusu saha için taban ihale bedeli yerine teklif edebileceği en yüksek bedelle ihale işlemi tamamlanır.
İhaleden Feragat
MADDE 18- İhaleye katılması gereken gerçek ve tüzel kişilerin birden fazla olmasına rağmen ihaleden önce yapılan feragatler nedeniyle istekli sayısının teke düşmesi halinde o saha taban ihale bedeli ile ruhsat harç ve teminatı alınmak suretiyle, Müsteşar Yardımcılığı’nın onayı alınarak taliplisi adına ruhsata bağlanır.
Geçici Teminat Miktarının Tespiti
MADDE 19- Maden sahalarının ihale geçici teminat miktarları; saha alanı ile arama birim teminatının çarpımından oluşan bedelin, teminat katsayısı ile çarpılmasıyla hesaplanır. Teminat katsayısı mermer ve maden sahaları için ayrı ayrı olmak üzere her yıl Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nce belirlenir.
Geçici teminat = Saha alanı (Hektar) x Arama birim teminatı (TL) x Teminat katsayısı
Herhangi bir sebeple işletme hakkı sona eren sahalardan çıkarılmış fakat satılmamış olan cevherler, pasa bakiye yığınları ile cürufların ihalesinde ihaleye konu asgari geçici teminat bedeli günün şartlarına göre Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nce tespit olunarak ilanla duyurulur.
Arama birim teminatı: Madencilik faaliyetlerinde Kanun hükümlerine ve tekniğe uygun çalışmayı temin amacı ile arama ruhsatlı sahalar için her yıl Maliye Bakanlığınca belirlenerek hektar başına alınan ve nakit karşılığı olan geçici ödemedir.
Taban İhale Bedelinin Tespiti
MADDE 20- Taban ihale bedeli aşağıdaki şekilde tespit edilir:
1- Taban ihale bedeli; saha alanı ile hektar başına alınan arama birim teminatının çarpılması ile bulunur.
2- Cevher, pasa, bakiye yığını ve cürufların ihalesinde taban ihale bedeli, günün şartlarına göre Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nce belirlenir.
Artırma Miktarı ve Şekli
MADDE 21-(Değişiklik 15.06.1997 tarih ve 23020 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.) İhalede yapılacak her artırmanın alt sınırı ihaleye çıkarılacak saha veya cevher, pasa bakiye yığını ve cüruflar için Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nce hazırlanacak şartnamede gösterilir.
İhaleye katılan müracaatçıların sıra ile ve her biri diğerinin verdiği fiyatı duyduktan satıra daha yüksek fiyat vermek suretiyle teklifte bulunmaları gerekir.
"Yapılan her artırma taban ihale bedelinin 1/2 (yarısı)sinden az olamaz."
Tekliflerin Değerlendirilmesi
MADDE 22- (Değişiklik 15.06.1997 tarih ve 23020 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.)
1- İhalede verilen teklifler İhale Komisyonunca değerlendirilerek en yüksek teklifi verenden başlamak suretiyle her müracaatçıya ihale bedelini yatırması için beşer iş günü süre verilir. Kendisinden önceki müracaatçının ihale bedelini yatırmaması nedeniyle ihale bedelini yatırma sırası kendisine gelen müracaatçılar teklif ettikleri ihale bedelini beş iş günü içinde Madencilik Fonu Gelir Hesabına, ruhsat harç ve teminatını da 15 gün içinde ilgili yerlere yatırmak zorundadırlar.
2- İhaleyi kazanan şahıs kendisine verilen süre içinde ihale bedelini, 15 gün içinde de harç ve teminatını yatırması halinde ruhsat almaya hak kazanır. Bu mükellefiyet yerine getirilmediği takdirde ruhsat hakkını kaybeder ve ihale teminatı Madencilik Fonu Gelir Hesabına irad kaydedilir.
3- İhale edilen saha yada cevher, pasa, bakiye yığını ve cürufların ihale bedelinin yatırılmaması durumunda, ihale edilen saha yada cevher, pasa, bakiye yığını ve cüruflar sırasıyla diğer isteklilere teklif edilir.
4- İhale bedeli Madencilik Fonu Gelir Hesabına yatırılıncaya kadar diğer taleplilerin ihale teminatları iade edilmeyerek bekletilir. İhale bedelinin Madencilik Fonu Gelir Hesabına yatırılmasından sonra sıralamada ondan sonra gelen taleplilerin ihale teminatları iade edilir.
5- İhalede verilen en yüksek ihale bedelinin Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nde belirlenecek oranın altında kalan teklifler değerlendirmeye alınmaz ve bu teklifleri veren müracaatçıların ihale teminatları iade edilir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Yasaklar ve Sorumluluklar
Yasak Fiil ve Sorumluluklar
MADDE 23- Bu Yönetmelik kapsamında yer alan ihalelerin hazırlanması ve sonuçlanmasında;
1- Maden Kanunu ve Yönetmeliğine aykırı davranan ve buna teşebbüs eden,
2- Hile, desise, vait, tehdit, nüfus kullanma ve çıkar sağlama suretiyle yada başka yollarla ihaleye fesat karıştıran veya buna teşebbüs eden,
3- İşlemlerde sahte belge veren veya kullanmaya teşebbüs edenler, hakkında hukuki ve cezai takibat yapılır.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Tebligat
MADDE 24- Bu Yönetmelik kapsamındaki ihalelerle ilgili her türlü tebligat, Tebligat Kanunu ve Tebligat Nizamnamesi hükümlerine göre yapılır.
Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
Yürürlük
MADDE 25- Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 26- Bu Yönetmelik hükümlerini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı yürütür.
Ek Madde 1- 3213 sayılı Maden Kanunu‘nun geçici 1. maddesine göre, değişik koordinatlarla yapılmış olan müracaatların bulundukları 1/25.000 ölçekli paftalar üzerinde belirlenen çakışmalı alanlarının ihalelerine müracaatı o alana kısmen veya tamamen tekabül eden tüm müracaat sahipleri katılır.
İhalenin yapılacağı tarih, bu müracaat sahiplerinin başvuru dilekçelerinde belirtilen adreslerine bildirilir. Müracaat dilekçesindeki yazılı adresi değişmiş olduğu halde adres değişikliğini Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘ne bildirmemiş olan müracaatçıların bilinen adreslerine yapılan tebligatlar geçerli sayılır. Ayrıca hangi paftanın hangi tarihte ihalesinin yapılacağı Resmi Gazete‘de yapılacak bir ilanla ilgililere duyurulur.
Müracaatçılar ihaleye katılmak için başvuru alanlarına göre bu Yönetmelikte belirtilen esaslar dahilinde hesaplanan geçici teminatlarını yatırmak zorundadırlar.
Bu Yönetmeliğin 14. maddesinde belirtilen şekilde yapılacak açık artırma usulü ile müracaatçıların kendi müracaat alanları için teklif ettikleri birim ihale bedeli belirlenir.
İhale sonucunda, iştirakçilerin hak sağladıkları ruhsat alanlarına ödeyecekleri ihale bedelleri Alan (hektar), teklif edilen birim ihale bedeli (TL/hektar), şeklinde hesaplanır.
Çakışmalı alanlarda ilk ruhsat hakkı en yüksek birim ihale bedelini teklif eden müracaatçıya verilir.
Birinci sırada ruhsat hakkını kazanan müracaatçıya verilecek ruhsat alanı dışında kalan alanların ruhsatlandırılmasında da birim tekliflerdeki sıralamaya göre işlem yapılır.
MEVZUAT BÖLÜMÜNÜN KURALLARI:
Burada yer alan içerik sadece siz ziyaretçilerimize mesleğimizle ilgili tüm mevzuata toplu olarak erişim sağlamak amacıyla derlenmiştir. Mevzuat bölümü güncel tutulmaya çalışılmaktadır. Ancak hukuki sorunların önemini dikkate alarak lütfen ayrıntılı ve güncel mevzuat için www.yargitay.gov.tr veya www.danistay.gov.tr adreslerini ziyaret ediniz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)