25 Temmuz 2010 Pazar

DÜNYA MADENCİLİĞİNDE GELİŞMELER KONJONKTÜREL DALGALANMALAR

Dünya madencilik üretiminin hacim ve değer açısından ağırlığı, petrol, doğal gaz ve kömür gibi yakıt madenleri, demir, manganez, nikel gibi demir-çelik sanayisine ana girdi sağlayan metaller, bakır, çinko, kurşun, kalay, altın, alüminyum gibi baz metaller ile fosfat, potas ve kükürt gibi endüstriyel minerallerden oluşmaktadır. Bunların dışında kalan diğer bütün madenler hem hacim hem de değer açısından fazla bir önem taşımamaktadır. Metallerin birim değerleri, dünya piyasalarını ve birbirlerini yakından izleyen New York (NYMB) ve Londra (LMB)’daki borsalarda oluşan fiyatlarla belirlenmektedir. Fiyatlar kimi madenler için ise günden güne hatta saatten saate değişmektedir.
Stoklardaki artış yada düşüşler ile NYMB ve LMB dalgalanmaları birbirini etkilenmekte; stoklar arttığında, fiyatta düşmekte, stoklar azaldığında ise fiyatlar yükselmektedir.
Piyasa ekonomisinde, en zengin rezervleri içeren bir maden yatağı için bile yaşamanın önkoşulu borsa fiyatlarıdır. Yüzyılın sonunda genel eğilim ise, hemen hemen tüm maden fiyatlarının düşüş göstermesidir.
Fiyat düşüşlerine dayanamayan birçok küçük maden şirketi saha ve işletmelerini büyük firmalara devretmek zorunda kalmışlardır. Büyük firmalar ise bazı maden işletmelerini tamamen kapatmışlar ya da aralıklı olarak işletmektedirler.
Fiyat dalgalanmaları, çokuluslu madencilik şirketlerinin (ÇUŞ) milyonlarca $’lık arama fonlarını ve harcama kalemlerini de yönlendirmekte ve fiyatı düşen madenlerin bulunabileceği sahalarda arama yapılmamaktadır. Fiyat düzeyleri, ikame arayışlarını da yönlendirmekte ve pahalı bir metalin yerine, sanayi işkollarında hangi diğer metalin (ya da plastik veya seramik gibi alternatif sentetik ürünlerin) kullanılabileceğini tayin etmek için yürütülen bilimsel-teknolojik araştırmalara da büyük miktarlarda para harcanmaktadır.
Metropoller büyük ölçekli sanayilerinin ana girdilerini oluşturan ve özellikle kendi topraklarında bulunmayan madenler konusunda dış kaynaklara muhtaçtırlar. Örneğin çok zengin doğal kaynaklara ve maden yataklarına sahip olan ABD bile, birçok maden açısından dışa bağımlıdır. AB ülkeleri hemen hemen her maden açısından dışa bağımlıdır. Japonya’nın maden kaynakları ise yok denecek düzeydedir ve mutlak dışa bağımlıdır. Bu nedenlerle, güvenli ve istikrarlı bir madensel hammadde gereksiniminin karşılanması açısından gelişmiş ülkeler, stratejik olarak gördükleri bazı madenler için stok politikaları uygulamaktadırlar.

Hiç yorum yok: