27 Temmuz 2010 Salı

KÖMÜR POLİTİKALARINDA GELİŞMELER

Dünya taşkömürü ticareti giderek artan bir trend göstermektedir. 1995 yılında 468 milyon ton olan taşkömürü ihracatı 1996 yılında %2.2’lik bir artışla 478.6 milyon ton’a ulaşmıştır. Bu artış trendinin önümüzdeki yıllarda da devam edeceği tahmin edilmektedir. 1996 yılında Asya-Pasifik bölgesinde ithalat artmasına karşın Avrupa-Akdeniz bölgesinde düşmüştür.
Avustralya Dünya’da kömür ihracatında 140.40 milyon tonla ilk sıradadır. Bu ülkeyi sırası ile ABD, Güney Afrika, Endonezya, Kanada, Çin, Polonya, Kolombiya ve eski SSCB takip etmektedir.
Dünya kömür ithalatında en büyük pazarları başta Japonya olmak üzere Güney Kore, Tayvan, Hindistan, Hong Kong gibi Asya-Pasifik ülkeleri ile İngiltere, İtalya, Hollanda, Almanya başta olmak üzere AB ülkeleridir.
Deniz taşımacılığında en önemli yük kömürdür. Kömür ticaretinin %92’si deniz taşımacılığı ile yapılmaktadır. Dünya kömür ticaretindeki gelişmeler deniz yolu taşımacılığının tarifeleri belirlemektedir.
Uluslararası Enerji Ajansı IEA tarafından yapılan tahmine göre 1996 yılında 478.6 milyon ton olan dünya kömür ihracatı 2000 yılında 561.1 milyon tona ulaşacaktır. Yapılan tahminlere göre bu ihracat hacminin %60’ını buhar kömürü, geri kalanı koklaşabilir ithal kömür talebi oluşturacaktır.
Dünya kömür piyasasında fiyatlar; kömürün kalitesi, nakliye masrafları ve tedarik güvenliğini de içeren faktörlere bağlı olarak gelişmektedir. Koklaşabilir ve buhar kömürü pazarları birbirleriyle yakından ilgilidir. Buhar kömüründe piyasa fiyatlarının oluşmasında Avrupa ithalatçıların etkileri önemlidir. En önemli kömür ihracatçısı durumunda olan ABD’li üreticiler uluslar arası piyasaya kömür fiyatlarının kendilerini tatmin edecek ölçüde yükselmesi ve yerli talebin karşılanması halinde ilave üretim kapasitelerini devreye alarak girmektedir. Son yıllarda Asya-Pasifik-Pasifik bölgesinde kömür spot pazarı giderek önem kazanmaktadır.
Dünya Kömür Ticaretinde ve kömür fiyatlarında oluşan bu dengeler dikkate alındığında bazı ülkelerin Kömür Politikaları çok çarpıcı görünmektedir.
Almanya’da yer altı işletme yöntemi ile yapılan taşkömürü üretim maliyeti, ithal kömüre göre yüksektir. Üretime, devlet sübvansiyon uygulamaktadır. Alman Hükümeti, 1996 yılı itibarı ile termik santrallere verilen kömüre yapacağı sübvansiyonun tavanını 7.5 milyar DM, 1997-2005 yılları arasında ise 7 milyar DM olarak belirlemiştir. 2001 ile 2005 yılları arasında bu sübvansiyonun giderek azaltılması öngörülmektedir.
Fransa’da kömür sektörüne, 4.5 milyar Frank tutarındaki devlet yardımının yapılması Avrupa komisyonunca onaylanmıştır.
Macaristan’da enerji sektöründeki şeffaflığı artırmak üzere yerli kömür endüstrisi yeniden yapılandırma yoluna gidilmiştir. Hükümet, üretimi ve tüketici fiyatlarını kontrolüne almış ve işletmelere finansal destek sağlamıştır. Hükümetçe desteklenen işletmelerde üretim ve istihdam en yüksek seviyelere ulaşmıştır.
İspanya’da 1997 yılında hükümet ve elektrik sektörü ile yapılan çerçeve anlaşmasına göre, sübvansiyonla sürdürülen kömür üretiminin on yıl daha devam etmesi kararlaştırılmıştır. Bu çerçeve anlaşması, deregülasyonu ve elektrik fiyatının düşük tutulmasının hedeflemekte ve santrallerde kullanılacak yerli kömürün minimum %15 olmasını garanti etmektedir. Endüstriyel faaliyetler, sübvanse edilen bazı madenlerin kapatılmasının ertelenmesini gerektirmiştir.
Polonya’da 1990 yılı itibarı ile dondurulmuş olan kömür fiyatları şu anda serbest durumdadır. Markowski planına göre, Hükümet 1995 deki üretim seviyesini 130 milyon ton/yıl dan 2000 yılında 120 milyon tona, 1995 itibarı ile 32 milyon ton/yıl olan ihracatı 2000 yılında 20 milyon tona düşürmeyi hedeflemektedir. Bu plan bütün partiler ve ayrıca, fazla miktarda işçi çıkarılmaması, sosyal hakların sağlanması ve yeni iş olanaklarının yaratılması koşuluyla sendika tarafından da desteklenmektedir.
Polanya Hükümeti tarafından 1996-2000 yılları arasında bu tedbirler için, sosyal yardım da dahil, 5.3 milyar Ziloti karşılığı 2 milyar $’lık bir kaynak gerektiği hesaplanmıştır. 1997’den sonra kömür endüstrisinde üretimle doğrudan ilgisi olamayan faaliyetlerin Weglokok’tan başlamak üzere kamuya ait ticari şirketlerin 1998 yılı sonuna kadar özelleştirilmesi öngörülmüştür. Bu özelleştirmeden edinilecek deneyimlerle, diğer işletmelerin özelleştirilmesine devam edilecektir. Kömür hazırlama tesislerinin ayrı şekilde özelleştirilmesi düşünülmektedir.
Çin’de hükümetin 2000 yılına kadar yerli talebi ve ihracatı arttırmaya yönelik planların hedefine ulaşması için belirlenmiş politikalar, merkezden idare edilen devlet madenlerinin geliştirilmesi yönündedir. Buna göre yeni maden işletmelerinin devreye sokulması ve mevcut işletmelerde de verimliliğin arttırılması söz konusudur. 1997’de yeniden yapılanma gündeme gelmiş olup 14 adet devlet tekelindeki kömür işletmesinin dört grupta birleşmesi öngörülmüştür. Bu gruplar sırasıyla, kömür ticaretinden sorumlu “China Coal Industry Import Export Group”, kömür kullanımıyla ilgili “The China Coal Comprehensive Utility Group”, üretimle ilgili “The China Coal Construction and Development Group” ve maden makine ve ekipmanları ile ilgili “The China Coal Meterials and Equipment Group” dur.
Rusya ve Ukrayna’da yaşanan ekonomik olumsuzluklar nedeniyle bu ülkelerin politikaları ile ilgili yorum yapılamamıştır.
ABD’de kömür, yerli enerji kaynakları içinde en büyük değere sahip olup, fosil enerji kaynakları arasındaki payı %94’dür. ABD’nin üretilebilir kömür rezervleri 1 trilyon varil petrol eşdeğeridir. Ülkenin birincil enerji ihtiyacının %90’ı fosil yakıtlardan elde edilmektedir. ABD ithal edilen petrole bağımlılığı azaltabilmek için yerli enerji kaynaklarının özellikle kömürün üretimine büyük önem vermektedir. ABD’de enerji üretiminde kömür en ucuz yakıt olarak diğer enerji kaynaklarının fiyatlarının ayarlayıcı bir rol oynamaktadır. Temiz Kömür Teknolojilerinin uygulanışı ile elektrik üretiminde kömürden büyük oranda faydanılmaktadır. ABD halen enerjinin %52 sini kömür ile çalışan termik santrallerden sağlamakta ve 2010 yılında bu oranı %62’ye çıkarmanın planlarını yapmakta ve yatırımlarını gerçekleştirmektedir.
ABD’nin Wyoming eyaletindeki büyük linyit rezervleri son 25 yıl içinde, ileri teknolojiler kullanılarak bulunmuştur. Ayrıca, ABD Enerji Bakanlığı, temiz kömür teknolojilerinin gelişmesini sağlayacak bir program çerçevesinde son 10 yıl içinde 6 milyar dolar düzeyinde para harcamış ve temiz kömür üreten prosesler geliştirmiş, temiz kömür üretmek için yatırım yapan şirketlere önemli sübvansiyonlar uygulamıştır. Ayrıca, North Dakota ve Pitsburgh’da yer alan enerji araştırma merkezlerinde çok sayıda yüksek verimli yeni kömür teknolojileri ve kükürt arındırma sistemleri geliştirilmiştir. ABD’de kömürden enerji üretimi için yeni geliştirilen yakma teknolojileri, yüksek kalorili kömürleri yakmayı hedeflemişlerdir. Akışkan yatakta yakma sistemi enerji üretiminde önemli bir yer tutmaktadır.
OECD raporlarına göre, dünya fosil yakıt tüketimi 1993-2010 yılları arasında, yılda %2.2 oranında artış gösterecektir. Bu artışlar genelde jeolojik ve üretim şartları uygun, kömür ihraç eden ülkelerde olmaktadır. Üretimi düşen ülkelerde de açığın önemli bölümü yine kömürle dengelenmektedir.

Hiç yorum yok: